Duyduysanız davulun sesini, 11 ayın sultanı Ramazan yine bütün ihtişamıyla, sahur ve iftar hazırlama telaşıyla, iftara tatlı ne yapsak, bu yemeğin yanına ne gider telaşıyla geldi… Geldi gelmesine ama diyet yapanlarda bu ayı kilo almadan nasıl geçirebilirim, iftar sofrasında çok yememek için kendimi nasıl kontrol edebilirim ve sindirim sistemi problemlerimin önüne nasıl geçebilirim endişesi olduğunu görüyorum. Bu sebeple sizlerden en çok gelen 5 soruya cevap vermek istedim.
İçindekiler
1. Çok susuyorum, ne yapmalıyım?
Oruç tutarken bazı bireyler açlıktan ziyade susuzluğun onları daha çok etkilediğini söylüyor. Susuzluğa karşı alınacak önlemlerden birisi de su içeriği yüksek sebze ve meyveleri tüketmekten geçiyor. Sahurda lif ve su içeriği yüksek besinlerden domates, salatalık, maydanoz gibi sebzelere; çilek, elma ve erik gibi meyvelere yer vererek susuzluk hissinizin önüne geçmeniz mümkün.
2. Kabızlık şikayetim var, ne yapmalıyım?
Ramazan ayında yaşanan en büyük sorunlardan biri de bağırsak hareketlerinin azalması… Bu duruma bir de hareket ve meyve ve sebze tüketim miktarının azalması eklenince kabızlık yaşanması kaçınılmaz oluyor. Bu sebeple yine sahurda kuru meyve tüketimini artırmanız, iftarda tahıl ve sebze içeriği yüksek çorbalara ve bol yeşil yapraklı sebzelerle hazırlanmış salatalara ve sebze yemeklerine yer vermeniz kabızlık şikayetinizi hafifletmeye yardımcı olacaktır. Yine bağırsak sağlığını korumak adına iftardan sonraki ara öğünde 1 porsiyon meyve tüketmenin ve 2 saat sonra yapılan egzersizin sindirim sisteminize iyi geldiğini göreceksiniz. Bir de en önemlisi, tabii ki su tüketimi. Sahurda 1 litre, iftardan sonra da 1-1.5 litre kadar su tüketimine özen göstermeniz kabızlık şikayetlerinizi hafifletecektir.
3. Sahur yapmasam kilo verir miyim?
Sahurda sadece su içerek niyetlenmek veya sahur yapmadan uyumak sağlığı olumsuz etkileyebiliyor. Çünkü gün boyunca alamadığımız besin öğesi ihtiyaçlarımızı karşılamak için sahur yapmak bu noktada ihtiyaçlarımızı karşılamaya yardımcı oluyor. Sahura kalkılmadığı zaman ise açlık süresi daha da uzadığı için bireylerde hipoglisemi kaynaklı yorgunluk, baş ağrısı, unutkanlık ve halsizlik gibi belirtiler görülebiliyor. Hem genel sağlığımızı olumlu yönde etkilemesi adına hem de oruç tutulan süreci iyi yönetmek adına mutlaka sahura kalkmalıyız.
4. İftar sonrası mide rahatsızlığı çekiyorum, ne yapmalıyım?
Oruç sürecinde 16-17 saat açlıktan sonra, iftarda yavaş yemek yemek ne yazık ki kolay olmuyor, biliyorum. Doygunluk sinyalinin beyine gelme süresinin yaklaşık olarak 20 dakika sürdüğünü düşünürsek eğer, çok hızlı yemek yerseniz bu mekanizma henüz daha tam çalışamamışken, doyma sinyalleriniz beyninize ulaşamıyor. Ulaşamadığı için de normalden daha fazla besin tüketmiş oluyorsunuz. Hızlı yemek yemek bunun yanı sıra, sindirim problemlerine, reflü, gaz ve şişkinlik gibi sorunlara neden olabilir. Bu yüzden her lokmadan sonra çatalı elinizden bırakmak hızlı yemenin önüne geçmenize yardımcı olacaktır.
5. Ramazanda bağışıklığım düşer mi, ne yapmalıyım?
Ramazan ayı sürecinde meyve ve sebze tüketiminin sınırlandırılmasının bağırsak hareketlerini azalttığı kadar, bağışıklık sistemini de olumsuz etkilediğini biliyoruz. Bu sebeple iftarda sebze yemeklerine ağırlık verebilir, iftar sonrası şeker ihtiyacınızı meyvelerden karşılayabilirsiniz. Böylelikle sindirim sisteminizi desteklemenin yanında bağışıklığınızı da güçlendirmiş olursunuz. Bunlarla beraber bağışıklığımızı güçlendirmenin bir diğer yolu ise propolis kullanmak. Çünkü propolis, güçlü antioksidan ve antimikrobiyal etkilere sahip, tamamen doğal bir arı ürünü olup sağlık üzerinde birçok olumlu etkisi var.
Sofralarınız bereketli, sevgi ve hoşgörünün hakim olduğu hayırlı Ramazanlar dilerim…
İlginizi çekebilir: Bağışıklığınızı güçlendirmek için tüketmeniz gereken 3 besin grubu