Hayat dediğimiz şey öyle bir yolculuk ki içinde bir sürü güzellik olduğu gibi bir o kadar da olumsuzluk barındırabiliyor. Hepimizin hayatında zaman zaman zorluklar yaşanabiliyor. Yaşadığımız olumsuz durumlar veya üst üste gelen problemler hayatın tadını çıkarmamızı engelleyebiliyor. Fakat hayata baktığınız pencereyi değiştirdiğiniz noktada yaşamınız da güzelleşebiliyor. Stefan Zweig’in çok sevdiğim bir sözü var; “Dünyayı değiştiremiyorsan, dünyanı değiştirirsin. Hepsi bu.” “Dünyanı değiştirmek” deyimini ben; olumsuz düşüncelerden sıyrılıp, olumlu düşünmek ve pozitif olmak olarak yorumluyorum. Çünkü olumsuz düşüncenin bireyleri daha mutsuz ettiği kesin.
İçindekiler
Olumsuz düşüncelerin etkisi
Araştırmalar, olumsuz düşüncelere sahip olan bireylerin daha çok depresyona, endişeye ve obsesif-kompulsif bozukluğa (OKB) yatkın olduğunu gösteriyor. Bunların yanında stresle baş etme becerilerini azaltıyor ve hastalıklara karşı daha duyarlı hale getiriyor.
Olumlu düşüncelerin sağlık üzerine etkisi
Yapılan araştırmalar olumlu düşünmenin, bireylerin hem fiziksel, hem de psikolojik sağlığını olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Bireyler zorluklara karşı daha dayanıklı hale gelirken, stresle baş etme becerileri de artıyor. Fiziksel olarak ise başta kardiyovasküler hastalık riski olmak üzere çeşitli hastalıkların görülme oranı ve kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölüm riskleri de daha az oluyor. Böylelikle olumlu düşünme bireylerin yaşam kalitesini artırarak, ömrü uzatıyor.
Önce gülümseyin
“Önce gülümse” benim yıllardır kullandığım bir deyim. Gülümsemenin bir sihri olduğuna inanıyorum ve bunu da sosyal medya takipçilerimle “Önce Gülümse” hashtagi ile paylaşıyorum. Hepimiz biliyoruz ki duygular beyinde ortaya çıkıyor, ancak yüzdeki kaslar da bu duyguları güçlendirip dönüştürebiliyor. Yapılan araştırmalar, yüz ifadeleriyle olumlu duygunun geliştirildiğini ve bu sayede kişilerin ruh halinin duygularıyla daha uyumlu hale geldiğini söylüyor. Gülümseme üzerine yapılan çalışmalar, gülümsemenin stresi azalttığını, daha güvenilir görünmenize yardımcı olduğunu, üretkenliği ve yaratıcılığı artırdığını ortaya koyuyor.
Mutlu hissettiren besinleri tüketin
Besinler de duygu durumunuz üzerinde etkiye sahipler. Yani besinler de duygu durumunu etkileyebiliyor ve sizi daha mutlu ya da stresli hissettirebiliyor. Daha mutlu hissetmenize yardımcı olacak bazı besinler…
- Probiyotikleri artık bilmeyen kalmadı; bağırsaklarımızda yaşayan dost bakteriler sağlığımıza çok büyük katkıda bulunuyorlar. Aynı zamanda yapılan çalışmalar duygu durumunu etkilediklerini de söylüyor.
- Somon ve somon gibi yağlı balıklar hepimizin bildiği gibi Omega-3 açısından zengindir. Omega-3 yağ asitleri stresin azalmasına yardımcı olurlar.
- Badem, stresi kontrol altında tutmaya yardımcı olabilecek bir mineral olan magnezyum ve ayrıca E vitamini içerir.
- Muz, vücutta serotonine, yani mutluluk hormonuna dönüştürülebilen, stresin azalmasına ve gevşemeye yardımcı olabilen triptofan adlı bir aminoasit içerir.
- Avokado, sağlıklı bir yağ kaynağı olmasının yanı sıra içerdiği magnezyum minerali sayesinde stresin azalmasına da yardımcı olabilir.
- Çalışmalar düzenli olarak günlük 40 gram bitter çikolata tüketiminin serotonin seviyesini artırıp, stres düzeylerinde azalmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.
İlginizi çekebilir: Stres hayatınızı ele geçirdiyse: Stresinizi yönetmek için ne yapabilirsiniz?