Sıkılınca yemek, duygusal yeme, “binge eating” denilen tıkınma nöbetleri, şeker bağımlılığı… Bunlar neden oluyor? Bütün bunları “iradesizlik” mi olarak nitelendirmeliyiz? Kesinlikle hayır. Yeme bağımlılığı, madde bağımlılığı kadar önemli ve şiddetli bir bağımlılıktır. Bir maddenin bağımlılık potansiyeli kana karışma hızı ile doğru orantılıdır. Dolayısıyla şeker kana çabuk karıştığı için aynı uyuşturucu şiddetinde bağımlılık yapar. Madde bağımlılığı ile beynimizin aynı bölümünü uyarır; nörotransmitterlerin aşırı dopamin salgılaması sonucu tetiklenir. Dopamin üretiminin yanı sıra “opium” içeren ilaçların verdiği etkiyle aynı etkiyi verdiği kanıtlanmıştır; bu ilaçlara morfin de dahildir. Caroline Davis, “From Passive Overeating to Food Addiction: A Spectrum of Compulsion and Severity” yazısında şeker bağımlılığının küçümsenmemesi gerektiğini vurgulayan araştırmalara yer veriyor. Basit karbonhidrat olan fruktoz şurubu (HFCS) günümüzde çoğu besinin içinde yer alıyor ve ne yazık ki şekerin insan beyninde yaptığı etki yüzünden “yeme bağımlılığı” oranı son bir kaç senedir %4 oranından %12 oranına yükselmiştir.
Laboratuar farelerine şeker ve kokain verildiği zaman -geçmiş madde kullanımı olan fareler dahil- şeker tüketimini tercih ettikleri görülmüştür!
2 tip yeme bağımlılığı vardır; duygusal ve fiziksel bağımlılık.
Sizde de yeme bağımlılığı olabilir mi?
- Doymuş olmanıza rağmen spesifik olarak belirli besinler arıyorsanız.
- Her canınız sıkıldığınızda yemeye başvuruyorsanız.
- Aşırı “doyum”, midenizin patlayacak hissine kadar gelme hissinden haz duyuyorsanız.
- Her yediğinizde yemiş olduğunuz besinlere mazeret arıyorsanız.
- Tükettiğiniz “sağlıksız” besinleri gizli gizli tüketiyor ve herkesten saklıyorsanız.
- Yeme düzeninizin kontrol dışı olduğunu düşünüyorsanız.
- Yemeğinizi yerken bir sonraki öğününüzde ne yiyeceğinizin hayalini kuruyorsanız.
besinlerin içeriği sizi de etki altına almıştır.
İlginizi çekebilir: Şeker bağımlılığından kurtulmanızı sağlayacak öneriler