Geçen yazımda kehanet rüyalarından bahsetmiştik ve bu yazımda da devam edeceğimi yazmıştım. Öyleyse devam edelim. Dr. Dossey, kehanet rüyalarının bize genetik olarak verildiğini düşünüyor demiştik. Peki bu ne demek? Aslında herkesin içinde kehanet rüyalarını bilen ya da çalıştırabilecek bir tarafın olduğunu, içimizde çalışan bir genetik sistemin bizi korumak amacıyla rüyalarımızda yol gösterdiğini söylüyordu. Hepimizde olan ama hepimizin farkında olmadığı… Dünya giderek farkında olmaya doğru ilerlerken, biz de bu durumu fark edenlerden olalım. Fark etmeyişimizin ya da her zaman bu rüyaları hatırlamamamızın çeşitli nedenleri var elbette.
Bazıları modern dünyada kullanılan teknolojik aletler ve onların yaydığı enerji nedeniyle kendimizle olan iletişimimizin zayıfladığına inanıyor. Ben de bu fikre inananlardanım. Bunun dışında telepatik tarafımızı yeterince kullanmadığımız, belki de yeteri kadar güvenmediğimiz için bu tarafımız giderek bizden uzaklaşmış olabilir. Belki de farkında bile olmadığımız altıncı hissimiz, onu önemsemediğimiz için bizden ayrı olabilir. Nedeni hangisi olursa olsun, frekansımızın rüyada gördüklerimizle ya da göreceklerimizle aynı olmaması bizim o rüyaları hatırlamamıza engel oluyor. Peki aynı frekansta olmak ne demek? Örneğin telefonunda oyun oynarken uyuyakalan, bitmeyen dizi sezonlarının içerisinde kaybolurken uykuya dalan biri, rüyasında kendi gelişimi ile ilgili bir bilgi alamaz. En fazla izlediği ya da oynadığı oyunun içerisinden kesitler ya da detaylar görür. Hatta bilinçaltında bu durumlarla ilgili daha önceden kayıtlar varsa, onlar da iyice yerleşir dosyalara…
O nedenle en azından uyumadan önce telefon, tablet ve TV karşısında uyumamaya özen gösterirsek, uyumadan önce de merak ettiğimiz konuları net ve kısa cümlelerle sorarsak uyku sürecini faydalı geçirmiş oluruz. Aynı zamanda yetersiz olduğumuz duygu ve düşünceleri de telkin ederek uykuya dalabiliriz. Tam tersi ile örnek verecek olursam, eski kültürlere ya da geleneklere dair bir kitap okuyarak uyursanız, oradaki bilgilerin sizde var olan hali ile rüyalar görebilirsiniz. İşte ne ile frekansta kalarak uyuduğumuz bu nedenlerle çok önemli…
Kendimizi eğiterek çok kısa zamanda rüyalarımızla, yani içteki saf enerjimizle uyumlu hale gelebiliriz. Zihnimizi eğitmek için neler yapabiliriz? Meditasyonlar yapabilir, rüya günlükleri tutabilir, uyumadan önce başucumuzda defterimizi, kalemimizi bulundurabiliriz. Bu gibi küçük ayrıntılar farkındalığımızı güçlendirecektir, iç benliğimizle ilişkimizi derinleştirecektir.
Yazımı çok beğendiğim bir söz ile sonlandırmak istiyorum:
“Bütün gördüğümüz ya da görüyor gibi göründüğümüz, rüya içinde bir rüya.”
Edgar Allan Poe
Farkındalığı bol rüyalar görmenizi dilerken, bir sonraki yazımda buluşmak üzere. Rüyalarınızı yorumlatmak ve rüyalarınızın rehberliğinde ilerlemek konusunda destek almak isterseniz [email protected] mail adresinden detaylı bilgi alabilir, @nefesin sesi Instagram ve Facebook hesaplarını takip edebilir, sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Rüyalar gelecekten haber verebilir mi: Kehanet rüyaları nedir?