Yeme bozuklukları ve altında yatan psikolojik nedenler

Şüphesiz ki çoğu insanın hayatının bir döneminde yemek ile ilgili sıkıntısı olmuştur. Bu sıkıntı ya aşırı yemek ya da yemek yemeyi reddetmek şeklinde görülür. Fakat nedir bizim bu temel ihtiyacımız olan eylemle alıp veremediğimiz?

İnsan beyni öyle hassastır ki yaşadığımız en ufak olumsuz bir olay önce sindirim sistemimizi, sonra diğer sistemleri etkiler. Hayatımızın bazı dönemlerinde aşırı ve tıkınırcasına hızlı bir şekilde yeriz, bazı dönemlerinde ise yemeyi tamamen reddeder, sadece hayatımızı devam ettirebilecek kadar yemeyi tercih ederiz. İki uçta da aşırıya kaçınca ya obezite ya da anoreksiya veya blumia gibi hastalıklara yakalanırız. Bugün kısaca bu hastalıklardan ve bunlara neden olan psikolojik etkenlerden bahsetmek istiyorum.

<em>Çok yemek ya da hiç yememek İki uçta da aşırıya kaçınca ya obezite ya da anoreksiya veya blumia gibi hastalıklara yakalanırız <em>

İçindekiler

Anoreksiya Nervoza

Özellikle genç kadınlarda daha çok görülen, ergenlik döneminde (nadiren genç yetişkinlikte) başlayan, yemek yememe, çok az uyuma ve buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bir bozukluktur. Kişi aynadaki görüntüsünden son derece rahatsızdır. Ne kadar zayıf olursa olsun, o kendisini kilolu olarak görür ve bu sebepten dolayı yemek yemeyi reddeder. Bazen yediği bir lokma bile onu rahatsız eder. Anoreksik kişilerde çok hızlı kilo kaybı görülür. Bununla beraber iç organların çalışmasında düzensizlik ve mental açıdan algılamada güçlükler görülür.

İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Şişkinliğin sebepleri, şişkinlik problemini önlemenin ve gidermenin yolları

Anoreksiya tanısı konmuş kişiler, özellikle aile içinde duygu yoksunluğu çeken, reddedilmiş ve kendilerini yalnız hisseden kimselerdir. Özellikle çocukluk çağında ilgisiz ebeveyn tutumu, anne veya baba eksikliği, ebeveynleri kavgalı bir boşanma sürecinden geçmiş bireylerde daha sık rastlanır.

Blumia Nervoza

Blumia da yine anoreksiya gibi zayıflamaya ve yemek yemeyi reddetmeye yönelik bir bozukluktur. Ancak anoreksiyadan farklı olarak kişi tıkınırcasına ve normal bir kişinin yiyebileceği porsiyondan daha fazla yer ve en geç 15-20 dakika içinde yediklerini kusarak çıkartır. Kişi bu şekilde zayıf kalacağını düşünmektedir. Fakat bu son derece sağlıksız ve tehlikeli bir düşüncedir. Çünkü kusma eylemi devam ettikçe, hastalarda mide ve yemek borusu kanseri riski fazlasıyla artar. Bununla birlikte kalp ritminde yavaşlama, kusmaya bağlı gözlerde damar çatlağı, ülser ve diş hastalıkları görülür.

Blumikler yemek yemeyi seven ancak kilo takıntısı olan kişilerdir. Özellikle hayatlarının bir dönemini kilolu olarak geçirmişlerse ve bu durum onların özgüvenlerini etkilemişse kilo problemini ve yemeyi takıntı haline getirmişlerdir.

<em>blumikler normal bir kişinin yiyebileceği porsiyondan daha fazla yer ve en geç 15 20 dakika içinde yediklerini kusarak çıkartır <em>
Obezite

Biriken fazla vücut yağının sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi olabilecek seviyede çok olması nedeniyle kullanılan tıbbi bir durumdur. Bir kişinin ağırlığının kişinin boyunun karesine bölünmesiyle elde edilen bir ölçüm olan Vücut Kütle İndeksi’nde (VKİ) genel olarak indeksi 25 kg/m2 ila 30 kg/m2 ve üzeri olanlar obez olarak kabul edilirler.

İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Internal shower nedir, ne faydalar sunar ve nasıl yapılır?

Obezite, fizyolojik nedenlerin yanında psikolojik nedenlerin de baskın olduğu ciddi bir hastalıktır. Genelde tıkınırcasına ve gece yalnızken yemeyle başlayan bu hastalıkta vücut belli bir kiloya geldikten sonra diyet ve spora beklenilen tepkiyi veremez.

Obezitenin psikolojik nedenlerinde yine travmatik bir çocukluk/ergenlik dönemi, duygusal tatminsizlik, düşük özgüven gibi sebepler görülür. Duygusal tatminsizlik yaşayan kişi bu boşluğu yemekle kapatmak ister. Çoğu zaman yedikten sonra pişmanlık duysa da yemeye devam eder.

Tüm bu rahatsızlıkların ortak özelliği, psikolojik nedenlerin baskın olması ve ölümle sonuçlanabilecek kadar tehlikeli olmasıdır. Kendinizde 1 aydan fazla süredir yemek ile ilgili bir anormallik hissediyorsanız hem bir hekime hem de bir psikoterapiste başvurarak önlem almanızı ve en önemlisi kendinizle barışmanızı tavsiye ederim.

 

İlginizi çekebilir: Beyninle yapacağın faydalı bir anlaşma için gülümse, hemen şimdi!

Bunlara da Göz Atın

Post navigation

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir