“Plasenta gerçekten hak ettiği saygıyı ve ilgiyi göremeyen bir organ, gebelikten sonra da atılıp gidiyor. Ama düşünürseniz başka hangi organ büyümesi gerektiğinde büyüyor, besin sağlaması gerektiğinde sağlıyor ve üstelik görevinin bittiğini de biliyor.” Diana Bianchi, MD
Bugün sizlere, hayatımızın en önemli ama en az fark edilen organlarından biri olan plasentadan bahsetmek istiyorum. Hamilelik boyunca anne ile bebek arasında köprü görevi gören plasenta, doğanın gerçek bir harikasıdır.
İçindekiler
Plasenta nedir?
Öncelikle, plasenta nedir ve ne işe yarar? Plasenta, özetle anne ve fetüs arasında besin maddeleri ve solunumsal gazların değişimini gerçekleştiren gebeliğin ana endokrin dokusudur; anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran organdır. Plasenta, hamilelik süresince rahimde gelişen ve geçici bir organ olan bir yapıdır. Bu hayati organ, hamileliğin ilk birkaç haftasında embriyo tarafından oluşturulur ve doğuma kadar gelişmeye devam eder. Plasenta fetüsün ağırlığının yaklaşık 1/6’sı kadardır. Genellikle şekli yuvarlak veya ovaldir. Olgun ve miadına ermiş plasenta ortalama 20-22 cm çapında, 2-3 cm kalınlığında ve yaklaşık 500 gram ağırlığındadır.
Anadolu’da “bebeğin eşi” veya “son” olarak da adlandırılır. İngilizce’de de “afterbirth” (doğum sonrası anlamına gelen terim) de bizim “son” dememize benzerlik göstermektedir. Latince anlamının “pasta” olması, Yunanca’daki plakounta; “düz, yassı taşa benzeyen”, Almanca’da da “anne pastası” anlamına gelen “mutterkuchen” isminin kullanımına bakıldığında kalın, yuvarlak şekli sebebiyle kendisine benzer isimler verildiği sanılmaktadır. İşlevleri ve gebelikteki rolüne baktığımızda:
Besin ve oksijen sağlayıcı
Plasentanın en temel işlevlerinden biri, anne kanından bebeğe besin ve oksijen taşımaktır. Plasentadaki kan damarları ağı, annenin kanındaki besin maddelerini ve oksijeni alarak bebeğe iletir. Aynı zamanda, bebeğin metabolik atıklarını alıp annenin kanına geri gönderir, böylece bebeğin temiz ve sağlıklı bir ortamda büyümesini sağlar.
Koruyucu bariyer
Plasenta sadece besin ve oksijen sağlayıcı değil, aynı zamanda koruyucu bir bariyerdir. Bu organ, anne kanındaki zararlı maddelerin ve enfeksiyonların bebeğe geçmesini engeller. Örneğin, bazı virüsler ve bakteriler plasentadan geçemez, bu da bebeğin enfeksiyonlardan korunmasına yardımcı olur. Ancak bazı maddeler, özellikle alkol ve bazı ilaçlar, bu bariyeri aşabilir ve fetüse zarar verebilir.
Hormon üretimi
Plasentanın bir diğer önemli işlevi, hormon üretimidir. Plasenta, hamilelik boyunca progesteron ve östrojen gibi hormonlar salgılar. Bu hormonlar, rahmin hamilelik için hazırlanmasına, rahim kaslarının gevşemesine ve süt üretiminin başlamasına yardımcı olur. Ayrıca, plasentadan salgılanan hCG hormonu, hamilelik testlerinde pozitif sonuç veren hormondur.
Yenilenme ve uyum sağlama
Plasentanın en şaşırtıcı özelliklerinden biri, hamileliğin değişen ihtiyaçlarına uyum sağlama yeteneğidir. Plasenta, gebelik süresince sürekli büyür ve gelişir. Bu dinamik yapı, annenin sağlığı, bebeğin büyüme hızı ve çevresel faktörlere bağlı olarak yapısını ve işlevini ayarlar. Örneğin, annenin kan basıncı yükseldiğinde, plasenta kan akışını düzenleyerek bebeğin yeterli oksijen almasını sağlar.
Uzun vadeli etkiler
Plasentanın etkisi, hamilelik dönemiyle sınırlı değildir. Yapılan araştırmalar, plasental gelişim ve işlevin, bireyin yaşam boyu sağlığı üzerinde önemli bir etkisi olabileceğini göstermektedir. Örneğin, plasentanın yeterince gelişememesi, ilerleyen yaşlarda kalp hastalığı, diyabet ve obezite riskini artırabilir. Bu nedenle, plasentanın sağlıklı gelişimi, sadece hamilelik süresince değil, hayat boyu sağlık açısından kritiktir.
Doğanın bu müthiş başyapıtı olan plasentayı anlamak ve takdir etmek, hamileliğin ne kadar karmaşık ve mucizevi bir süreç olduğunu gösterir. Plasenta, sadece bir organ değil, anne ile bebek arasındaki hayati bir bağdır. Doğanın bu görünmeyen kahramanına saygı duymak ve onun rolünü anlamak, insan hayatının başlangıcındaki harikalara olan hayranlığımızı artırır. Hamilelik döneminde doğumdan sonra plasenta ile yapılan farklı ritüeller bulunmakta. Doğum planının bir parçası olarak bunları araştırmanı tüm kalbimle öneriyorum. Ayrıca plasentanın inanılmaz gücüne ışık tutmak için, Bali, Endonezya’daki Bumi Sehat Vakfı’nın kurucusu, tanınmış ebe ve yazar Robin Lim’in çalışmalarına göz atabilirsin.
Kaynak:
- https://iburobin.com/
- Plasenta – Vikipedi (wikipedia.org)
- https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/tugrul.ertugrul/72717/PLASENTA.pdf
İlginizi çekebilir: Doğum felsefeleri: HypnoBirthing Felsefesi