Ebeveynlik yolculuğunda her anne-baba için sakin çocuk yetiştirmek, önemli bir hedef olabilir. Son zamanlarda sık sık çocuklarının hiç de sakin olmadığı hakkında serzenişlerde bulunan ebeveynler olduğunu görüyorum. Peki, ne demek sakin olmayan çocuk? ‘Yaramaz’ mı ‘hareketli’ mi ‘sinirli’ mi ‘yerinde durmayan’ mı? Aslında hiçbiri. Doğrusu; duygularını kontrol edemeyen. Sakin bir çocuk demek; yaygın kanının aksine hiç sesi çıkmayan, kendi kendine oturan, asla ‘yaramazlık’ yapmayan çocuk demek değil. Zorlayıcı durumlarda dahi duygularını, özellikle de öfkesini kontrol edebilen, kendi ile baş başa zaman geçirmeyi ve kendini ifade edebilmeyi bilen çocuk demek. Gelin, sakin bir çocuk yetiştirmenin en kritik püf noktalarına göz atalım:
İçindekiler
Rol model, rol model, rol model…
Calm parents, calm kids! Yani sakin ebeveynler, sakin çocuklar! Ama şöyle desek bizim kültürümüze çok daha uygun olabilir: “Armut dibine düşer.” Eğer sakin, kontrollü bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız siz de öyle olmalısınız. Evinizin içinde fırtınalar kopuyorsa, eşinizle ortak bir öfke kontrolü probleminiz varsa veya çevrenizdeki herkese –çocuğunuz da dahil– çok büyük tepkiler veriyorsanız, çocuğunuzdan sakin olmasını beklemeniz büyük haksızlık olacaktır. Çocuklar duyarak öğrenmekten önce görerek öğrenirler. O yüzden çocuğunuzun herhangi bir şeyi öğrenmesini, uygulamasını istiyorsanız, o şeyleri yapan siz olmalısınız. Sizin de sakin, duygularını kontrol etmeyi, kendini sakinleştirmeyi bilen birisi olmanız lazım ki çocuğunuz da bunu örnek alsın.
Rutinler, rutinler, rutinler!
Çok küçük yaştan, hatta bebeklikten itibaren rutinlerin çocuklar için önemi çok büyük. Rutinler, güven duygusunu aşılamanın, çocuğa ‘bilindik’ hisler vermenin, ne zaman ne olacağını bilmesini, bu nedenle de kendini iyi hissetmesini sağlayan en güçlü araçlar. Eğer evinizde çocuklarınızın kendini iyi hissedebildikleri rutinler inşa etmeyi başarırsanız, rahatlık, huzur, sakinlik duygularını pekiştirebilirsiniz. Ne zaman ne yapacağını bilen çocuk, daha sakin davranışlar sergileyebilir. Örneğin, özellikle uyku saati çocuklar ve ebeveynler için epey zorlayıcı olabilir, çünkü genelde çocuklar uyumamak için direnç gösterirler ve bu da onları sakinlikten uzaklaştırır. Ama bir gece rutininiz olursa adım adım uyku saatinin geldiğini fark edeceği için geçişleri çok daha rahat atlatabilir. Yemek zamanları, ders zamanları, park zamanları gibi günün kritik zaman dilimleri için rutinler inşa edebilir, çocuğunuzun tüm günü daha rahat ve sakin bir şekilde geçirmesini sağlayabilirsiniz.
Teknolojinden ‘mümkün olduğunca’ uzak bir yaşam
Günümüzün vebası ‘tablet bağımlılığı’. Çocuk sahibi olmadan önce ‘ben asla çocuğuma tablet vermem, televizyon bile izletmem’ diyen pek çok anne-babanın bir süre sonra bu tutumu sürdürmesi zorlaştığından her ebeveyn sonunda haklı olarak pes edebiliyor. Dijital dünyada tabletlere, bilgisayarlara direnmek gerçekten de zor. Ancak, çok fazla ekranlara maruz kalan çocuklarda ne yazık ki davranış bozuklukları artış gösteriyor. Dahası, şiddete eğilim, öfke sorunu gibi zorlayıcı durumlar da açığa çıkabiliyor. Kısacası, çocuklar teknoloji ile ne kadar içli dışlı olurlarsa sakinlikten o kadar uzaklaşıyorlar.
Şöyle düşünün, saniyede değişen yüzlerce renk, ses, görüntü efekt varken, ekranlardaki her şey (çizgi filmler, videolar, oyunlar) çok hızlı akıp geçerken, bu hıza alışmış bir çocuk için hiçbir şey yapmadan oturmak ya da ‘aksiyonsuz’ bir oyunla oynamak ne kadar mümkün? Pek değil… Dolayısıyla kitap okumak, puzzle yapmak, sohbet etmek, yürüyüş yapmak gibi nispeten daha sakin, daha sessiz, daha az hareket gerektiren eylemler bu hıza alışmış çocuklar için çok zor. Sakinlik istiyorsanız, teknolojiden mümkün olduğunca uzak kalmayı başarmalısınız.
‘Doğru uyaranlarla’ çevrili bir ortam
Çocuğunuzun sakin kalabilmeyi başarmasını istiyorsanız, onun içerisinde bulunduğu ortamı en iyi şekilde organize etmelisiniz. Çevresel uyaranların çocuk gelişimindeki etkisi oldukça büyük. Dolayısıyla doğru uyaranlarla dolu bir çevre oluşturmalısınız. Ne demek doğru uyaranlar? Oyuncaklarını, kitaplarını, etrafındaki dergileri, posterleri, objeleri, kısacası gördüğü, ilgilendiği, maruz kaldığı her şeyi ‘pozitif’ bir bağlamda buluşturmak. Örneğin, çocuklar için yoga kitapları, meditasyon dergileri, öfke kontrolünü anlatan kitaplar, çocuğunuzun kendi ile baş başa kalabileceği rahat bir köşe (minder, kitaplık, çiçek vb eşyaların yer aldığı bir köşe) olabilir. Ayrıca, dekorasyonun etkisini de unutmayın. Soft ve açık renkler, sakinlik hissi verirken, çok koyu renkler sinirlilik, öfke gibi olumsuz duyguları tetikleyebilir.
Gelişmiş problem çözme becerileri
Çocukların sergilediği zorlayıcı davranışların kökeninde genellikle ‘ne yapacaklarını bilmemeleri’ yatıyor. Yani, olası bir zor durumda sakin kalmak çocuğunuz için imkansızsa bunun nedeni kendisini güçsüz, yetersiz hissetmesi ya da o durumla nasıl başa çıkacağını bilmemesi olabilir. Bu konuda onu destekleyecek en güçlü araç ise; problem çözme becerileri. Çocuklarınızın problem çözme becerilerini geliştirerek özellikle zor durumların içerisinde sakin kalmalarını sağlayabilirsiniz. Bunun için kendi kararlarını vermeleri konusunda destekleyebilir, başarısız olsalar dahi onların yanında olduğunuzu hissettirebilir, her zaman denemeye devam etmeleri için teşvik edebilir ve yaratıcılıklarını geliştirmelerine yardımcı olacak deneyimler sunabilirsiniz.
Sakinleştiren ve rahatlatan pratikler
Yoga, meditasyon, nefes egzersizleri, mindfulness pratikleri yalnızca yetişkinler için değil. Çocuklar da bu pratiklerden faydalanabilirler. Yalnızca onlara örnek olmanıza ve göstermenize ihtiyaçları var. Bu tür sakinleştirici pratikler, çocukların duygularını kontrol etmelerine, öfkelerini yönetebilmelerine, duygusal farkındalık kazanmalarına ve zor anlarla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca, iç huzuru da pekiştirebilir. Çocuklara sakinleştirici teknikleri öğretmek, onların duygusal dengelerini güçlendirmek ve yaşamları boyunca karşılaşacakları zorluklarla daha etkili bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olmak için önemli bir adımdır
Empati, sevgi, saygı, sabır, güven, tutarlılık
Size bir yetişkin olarak sizi en çok rahatlatan, iyi hissettiren, sakinleştiren duygular hangileri diye sorsam muhtemelen empati, sevgi, saygı, sabır, güven, tutarlılık olarak sıralarsınız. Benzer bir durum çocuklar için de geçerli. Evinizdeki, çocuğunuzla aranızdaki sevgi-saygı ortamını hiçbir zaman bozmamaya gayret edin. Her zaman size güvenmelerini ve kendilerini güvende hissetmelerini sağlayın. Siz sabırlı olun, ona da sabrın önemini, gücünü öğretin. Ve her zaman empati kurmaya özen gösterin, onu da empati kurması, durumları, insanları anlaması için teşvik edin. Son olarak ne olursa olsun her zaman benzer tutumları göstermeye çalışın. Sizin gösterdiğiniz tutarlılık çocuğunuzun da tutarlı olmasına, dolayısıyla zorlayıcı durumlarda da sakin kalmasına destek olacaktır.
Olumlu duygu ve becerileri ne kadar pekiştirirseniz çocuğunuzun sakin olmasını, en zorlayıcı anlarda bile kendini, öfkesini kontrol edebilmesini sağlayabilir.
İlginizi çekebilir: Çocukların neden daha az oyuncağı olmalı?