Anne-kız ilişkileri her zaman karmaşık ve farklı olmuştur. Bazı anne-kızlar en iyi arkadaş gibi geçinirken, bazıları haftada bir kez konuşur. Bazıları düzenli olarak görüşürken, bazıları kavga etmekten kaçınmak için daha nadir görüşürler.
Anne-kız arasındaki ilişki ister iyi ister kötü olsun, her ilişkinin iniş çıkışları vardır. Psikolog ve yazar Roni Cohen-Sandler, anne-kızlarla yaptığı görüşmelerde bazı temel şikayetlerin ön plana çıktığını söylüyor: Anneler ebeveynlik yapmak istiyor ancak bu sırada fazla eleştirel ve fazla talepkar oluyor. Annelerin açısından bakıldığında ise kızları onları dinlemiyor, kötü kararlar veriyor ve annelerine zaman ayırmıyor.
Annenizle ilişkiniz genel olarak nasıl olursa olsun, her ilişkinin iniş çıkışları olduğuna göre sizin de annenizle ilişkinizde geliştirmeniz gereken taraflar var demektir. İşte anneler günü yaklaşırken annenizle ilişkinizi geliştirmeniz için birkaç öneri:
İçindekiler
1. İlk adımı siz atın
Karşınızdaki kişinin, yani bu durumda annenizin ilk adımı atması için beklemeyin. İlk adımı karşı taraftan beklemek, ilişkinizi sonu olmayan bir yola doğru götürür. Kendinizi nasıl hissettiğinizi düşünün ve neleri değiştirmek istediğinize odaklanın.
İlginizi çekebilir: Annenizle birlikte keyifli zaman geçirmenizi sağlayacak en güzel Anneler Günü hediyeleri
2. Kendinizi değiştirin
Birçok insan bir ilişkiyi düzeltmenin tek yolunun karşı tarafın kendisini değiştirmesinden geçtiğini düşünür. Oysa siz de davranışlarınızı olmasa da beklentilerinizi ve verdiğiniz tepkileri değiştirebilirsiniz. Bunu bir dans gibi düşünün. Bir taraf adımlarını değiştirdiğinde, dans da değişir.
3. Gerçekçi beklentileriniz olsun
Bazen hem anneler hem de kızları, ilişkileri hakkında idealist beklentiler içine girebiliyor. Örneğin çocuklar ebeveynlerinin her zaman onları besleyeceğini ve her zaman orada olacağını düşünür. Oysa bunun bir gün değişebileceğini bilmelisiniz.
4. İletişim kurun
İletişim eksikliği, anne-kız ilişkilerinin en temel sorunlarından biridir. “Bazen çok yakın olabiliyorlar ve kendilerini o kadar yakın hissediyorlar ki birinin diğerinin nasıl hissettiğini bilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Ancak bunun sonucu olarak iletişim kurmuyorlar veya başka kimsenin cesaret edemeyeceği sertlikte bir iletişim kuruyorlar” diyor Cohen-Sandler. Anneniz sizin zihninizi okuyamaz. Kendi zihninizi sakince dinleyin ve zihninizde oluşan düşünceleri sakince söyleyin. Anneniz size çocuk gibi mi davranıyor? Onun bunu anlamasını beklemek yerine “Anne bana yetişkin gibi davranmıyorsun” diyebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: 93 yaşındaki annesi yanına taşınınca bunu bir fotoğraf projesine dönüştüren sanatçı
5. Aktif bir dinleyici olun
Aktif dinleme, karşınızdaki kişinin ne söylediğini önceden bildiğinizi farz etmek değil bunu yansıtmaktır. Böylelikle karşınızdaki kişinin söylediklerini işittiğinizi ve anladığınızı göstermiş olursunuz. Ayrıca, annenizin söylediği şeylerin altındaki mesajı anlamaya çalışın. Örneğin anneniz “Seni enayi yerine koymalarına izin verme” dediğinde bunu fazlasıyla eleştirel bir cümle olarak algılamak yerine annenizin aslında “Kendini korumuyorsun, o yüzden seninle ilgili çok daha fazla korumacı hissediyorum” demek istediğinin farkına varın.
6. Kendinizi onun yerine koyun
Düşünün ki elinizde bir kamera var. Eğer elinizdeki objektifi kullanırsanız kısıtlı bir alanı görürsünüz. Ancak panoramik bir objektif kullanırsanız, çok daha geniş bir alanı görebilirsiniz.
Annenizin farklı bir zamanda doğduğunu, farklı bir jenerasyona ait olduğunu, farklı değerlerle ve farklı bir aile ortamında büyüdüğünü unutmayın. Onun da kendine ait yaraları, acıları olduğunu hatırlayın. Annenizle iletişim kurarken, onun duygularını anlamaya, empati yapmaya özen gösterin. Eğer anneniz sizinle bir şeyler yapmak istiyorsa “Anne ısrar edip durma, istemiyorum, yoğunum” demek yerine “Anne bunu ne kadar istediğini biliyorum, keşke bu hafta yapabilsek ama mümkün değil. Haftaya ne dersin?” şeklinde yaklaşmayı düşünün.
İlginizi çekebilir: Annelerimize “Sana ne kadar teşekkür etsem az” dedirten nedenler
7. Anlaşmazlıkları kabullenin
Anneler ve kızları birçok konuda anlaşmazlığa düşebilir. Evlilik, ebeveyn olma, kariyer bunlardan sadece birkaçı. Bu konulardaki anlaşmazlık durumunda, genellikle anneler veya kızları birbirlerinin fikirlerini değiştirmeye, karşı tarafı ikna etmeye çalışır. Anneler, kızlarının farklı tercihleri nedeniyle kendilerini reddedilmiş ve tehdit altında hissederken, kızlar da annelerinin onları onaylamadığını düşünür ve savunmacı bir psikolojiye bürünür.
Oysa bazı konularda hiçbir zaman aynı fikirde olamayacağınızın ve bunun sorun olmadığının farkına varın. Hatta, anneler ve kızlarının bazı temel konularda fikir ayrılıkları yaşaması sağlıklı bir durum. Anneler ve kızları birbirlerine çok yakın olabilirler ancak hiçbir zaman aynı insan olamazlar.
8. İlişkinize başkalarını sokmayın
Anneler ve kızları çocuğu zaman ilişkilerine üçüncü tarafları da dahil eder. Kızlar, anneleri onları çıldırttığı için babalarını konuya dahil etmeye çalışırlar. Anneler ise kızlarıyla konuşamadıklarını düşünerek diğer çocuklarını konuya dahil ederler. Koşullar ne olursa olsun, annenizle ilişkinize başkalarını dahil etmeyin ve doğrudan kendiniz iletişim kurun.
Kaynaklar:
PsychCentral
Huffington Post