Özellikle son yıllarda sosyal medyada arkadaşlarımızı takip ettiğimiz kadar astrologları da takip ediyor, retrolara dikkat ediyor, hatta bazı olayları gezegenlere bağlıyoruz. Son zamanlarda radarımıza takılan astrologlardan biri de Hazal Talay. Kendisi genç yaşına rağmen son derece başarılı ve yorumlarında adeta nokta atışı yapıyor. Instagram’daki astrologhazaltalay hesabında haftalık olarak yayınladığı burç yorumları öylesine tutuyor ki, hayatımızı onun dediklerine göre düzenliyoruz.
Biz de uzun zamandır radarımızda tuttuğumuz Hazal Hanım’ı daha yakından tanımak ve kendisinden gündeme dair bilgiler almak istedik. Üstelik Instagram’dan yaptığımız anket ile sizden gelen soruları da yönelttik. İşte karşınızda son yılların en başarılı astrologlarından biri olan Hazal Talay’ın gündeme dair beklentileri ve astrolojik yorumları…
Astrolog olmaya nasıl karar verdiniz?
Aslında ben küçüklüğümden beri çok hissiyatlı ve ne deseler çıkan tiplerdendim. Hatta şu an ki nişanlıma, ki o zamanlar erkek arkadaşımdı, bir gün: “Motorun çalınacak.” demiştim ve ertesi gün gerçekten de motoru çalınmıştı! Kötü bir deneyimdi ama maalesef çıkmıştı…
Bir de ben her zaman gökyüzüne ve burçlara son derece meraklıydım. Retro dönemlerine çok dikkat ederdim ve gökyüzüne aşırı bir ilgim vardı.
Normalde yüksek lisans mezunuyum. Her zaman çok okuyan ve başarılı biriydim. Aslında 17 yaşımdan beri birçok yerde çalıştım. Yerimde durmayı hiç sevmezdim. Öte yandan da her zaman kendi işim olsun istiyordum, çünkü tam bir İkizlerim! Bir yere bağlı kalmayı veya birinin emirlerine uymayı çok da seven biri değilim. Son işim çok rahattı. O yüzden de mezun olur olmaz başlayıp 6 sene kadar çalıştım.
Bir gün annem bana Nilay Dinç’i takip etmemi söyledi. “Her dediği çıkıyor…” dedi. Daha sonra Nilay Hoca’nın eğitiminin açılacağını duydum ve sadece çevreme bakarım fikriyle eğitimini almaya karar verdim. Özellikle abimin eşi ile annem beni bu konuda çok desteklediler.
Normalde temel eğitim 8 ay, ileri seviye eğitim 4 ay sürüyor. Fakat ben 6. ayımda danışmanlık vermeye başlamıştım bile. Çünkü çok fazla okuyor ve araştırıyordum. Danışmanlık vermeye başladığımda da, haritasını yorumladıklarımın çevresine söylemesiyle birlikte işlerim çığ gibi büyüdü.
1 sene boyunca hem kendi işimle hem de astroloji ile ilgileniyordum. Sosyal medyayı da kullanmaya başlamıştım ve bu süreçten sonra kendi işime adapte oldum. İyi ki de olmuşum ve sizleri tanımışım. Bu işi yaptığım için çok mutluyum! Üstelik yakın zamanda eğitim açmayı da planlıyorum.
Peki hiç hayatınıza giren insanların haritalarına bakıp da ona göre hayatınıza almadığınız oldu mu?
Aslında pek olmadı. Zaten bunu yapmam için doğum saatinin net olması gerekiyor. Bir de benim hislerim zaten son derece kuvvetli olduğu için insanları gözünden bile anlayabiliyorum. Tam da bu sebeple, herkesle anlaşabilen ve eğlenebilen biri olmama rağmen çok kısıtlı bir çevrem var. Dostum dediğim insan sayısı çok az. Herkesi olduğu gibi kabul etsem de çok azı gerçekten yakınımdır.
Biraz korkunç bir soru ile devam edelim… Ölüm astrolojide öngörülebilir mi? Eğer öyleyse hiç kendinizinkine baktınız mı?
Evet ölüm ön görülebiliyor. Ama çok zorlayıcı bir hesaplaması var. Şu saatte, şurada ölecek gibi değil de şu tarihlerde olacak şeklinde görebiliyoruz. Ama öte yandan ben kendiminkine bakmadım ve genel olarak da baktığım bir alan değil. Çünkü enerji olarak olumsuzlukları çektiğimize çok inanırım. Sonuçta astroloji bir olasılık çalışması.
Birisine “60 yaşında öleceksin.” dedikten sonra bu kişi hayatı boyunca 60 yaşında ölecekmiş gibi yaşayıp, sonra ölmeyedebilir. Böyle bir korku salmaya gerek yok. Hem de yanılma payı olan bir durum ise. Bence bilinmesi çok büyük bir yük.
Ben sadece sağlık sorunları veya kaza gibi durumlarda uyarı yapıyorum. Gördüğüm negatif şeyleri de çok fazla yansıtmamaya çalışıyorum.
Zaten bazı yorumlarınızı öneri veya tavsiye şeklinde değil de tehdit olarak algılayanlar oluyor. Bu tür linçlere karşı pozitifliğinizi korumayı nasıl başarıyorsunuz?
Benim yükselenim Yengeç. O yüzden aşısı hassas ve duygusal biriyim. İlk zamanlar negatif yorumlar beni çok üzmüştü. Çok ağladığım ve “Ben ne yapıyorum?” dediğim zamanlar oldu. Hele ki 6 Şubat depreminden sonra kendime gelmem çok uzun sürdü. Birkaç ay sosyal medyadan uzak kaldım. Ama öte yandan uzak kaldığım bu birkaç ay bana çok da iyi geldi çünkü bu benim işim, bunu anladım. Takipçilerimden çok destek gördüm. Ve doğru işi yaptığımı hissettim. Sonuçta ben doğru işi yapıyorum ve bu herkese göre doğru olmak zorunda değil. Herkese göre doğru olan birşey de yok zaten!
Kendi istediğime odaklanarak, kötü şeyler yazanları engelleyerek veya yorum yapmayarak pozitifliğimi korumaya çalışıyorum.
Hikayelerinizde de sıkça paylaştığınızı biliyorum fakat Instagram’dan size sormamız için gelen sorularda en çok şu 3’lü karşımıza çıktı: “Seçim, ekonomi ve deprem” konularındaki öngörüleriniz nedir?
Evet sıkça paylaşıyorum. Bu sene bir değişim olacağını ve seçimin 2. tura kalacağını öngörüyorum. Çünkü seçim günü kaoslu ve zorlayıcı bir gün. Muhtemelen bu değişim sancılı olacak. Zaten ülkemiz için 2023 zor bir yıl. Hatta 2024 Haziran ayına kadar da debeleneceğiz gibi duruyor.
Seçim sonrası ekonomik olarak zor bir süreç olacak. Bu sebeple, sakin olalım ve birbirimizi kırmayalım, üzmeyelim derim. Öte yandan 2024 Haziran sonrası ve 2025 yıllarında daha güzel bir sürece gireceğiz. Umarım hakkımızda hayırlısı olur.
Deprem konusunda da ben maalesef büyük bir deprem bekliyordum. Oldu da. Çok üzüldüm ve hala toparlanma sürecinde olduğumuzu düşünüyorum. Orada yaşayanların hayatlarını düşünemiyorum bile. Ama maalesef deprem ülkesiyiz ve umarım önlemlerimizi ona göre alabiliriz.
İstanbul için ise, 2026 -2030 Haziran arası deprem açısından sıkıntılı bir dönem. O süreçte deprem hareketliliği olabilir.
Evlilik, yurt dışı konuları, hamilelik, üniversite sınavı, araba almak ve retroda ex’lerin dönmesi de en çok gelen sorular arasında. Bunlar için haritalarında neye bakmaları lazım?
Bunların cevabını mutlaka bir uzmandan öğrenmeliler. Çünkü harita bir bütün. Gezegenleri ve yerleşimleri görerek birçok farklı anlam çıkarabilirsiniz. Öte yandan işin içine birçok detay girince bu anlamlar değişebilir. Bu sebeple haritayı bir bütün olarak yorumlayacak bir uzmandan yardım almak gerekir.
Her konunun bir alanı var. Örneğin 9. ev dediğimiz alan yurt dışı alanı. Ama burada işin içine yönetici gezegenler ve açılar da giriyor. Normalde az bir bilgi ile sadece o alana bakarak olumsuz bir anlam çıkarabilirsiniz. Fakat işin içine detaylar girince bambaşka anlamlar çıkabiliyor. Yani sadece eve bakarak yorum yapamayız.
Astrolojiyi günlük tüketen ve derinlemesine bilmeyen biri olarak soruyorum: Her gezegenin mi retrosu kötü? Herkes mi retro etkilerinden nasibini alır? Ve diyelim ki retro döneminde önceden ayarlanmış ciddi bir işimiz var: Uçak yolculuğu, toplantı, ameliyat veya sınav gibi…İptal edemiyorsak ne yapmamız lazım? Oturup kaderimize mi ağlayalım yoksa işi tersine çevirmek için elimizden bir şey gelir mi?
Retronun etkileri herkes için farklı olabilir. Bu sebeple haritaya bir bütün olarak bakmak çok önemli. Zira retro herkesi aynı şekilde etkilemiyor.
Mesela şu an gerçekleşen tutulma kimini olumsuz etkilerken kimini olumlu etkileyebilir. Retroyu bu sebeple her zaman olumsuz adlandırmamak lazım. Örneğin kimileri retroda yarım kalmış işlerini de halledebilir.
Öte yandan ben kaderci biri değilim. Bence sadece doğduğumuz saati değiştiremiyoruz. Fakat geri kalan her şeyi değiştirebiliyoruz ve insan zihni çok kuvvetli. Ben bunu danışanlarıma da sürekli söylüyorum. Bu sebeple olumsuz bir şey görünce bunu olumluya çevirip söylüyorum. Sadece onlara yol haritası çizip güç vermem gerektiğini düşünüyorum.
Son zamanlarda korku salan astrologlar çoğaldı. “Boşanacaksın!” diye yazan çok var. Ama astroloji böyle bir şey değil. Evet böyle bir olasılık görebiliriz fakat kişi bunu düzeltmek istiyorsa ona göre seçenekler de sunmamız gerekir. Çünkü astroloji tamamen olasılık çalışması. Biz seçimler sunmakla yükümlüyüz. “Kaderim bu, çekerim…” gibi bir şey söz konusu değil. Aynısı retro ve kişisel haritalar için de geçerli!
Son olarak Plüto Kova çağının uzun vadede burçlara etkisini öğrenebilir miyiz? Böylelikle kişisel burç yorumu da almış oluruz.
Plüton Kova çağı çok büyük bir değişim getirecek ve bu çağ yaklaşık olarak 20 sene kadar sürecek. Çok uzun bir süreçten bahsettiğimiz için burçları farklı farklı etkileyebilir.
Fakat özellikle Kova, Aslan, Boğa ve Akrep gibi sabit burçlar köklü değişimler yaşayabilirler. Plüton biraz zorludur ve yıkım getirir. Ama ben her yıkımın bazı başlangıçlar doğuracağını düşünürüm. Bazı şeyler olmuyorsa veya bazı şeyler yıkılıyorsa sabredip önümüze bakmak gerekir, ki ödüllerini alabilelim.
Kova çağı teknolojinin ve gökyüzünün daha çok önem kazanacağı bir dönemi anlatıyor. Farklı meslekler çıkacak ve eskiden insanlar : ”Öğretmen ol, doktor ol…” derlerken şimdi, “Astronot ol, astrolog ol.” diyecekler. Daha farklı ve daha teknoloji ile ilgili işler revaçta olacak.
Özellikle 1940-1958 doğumlu olanlar sağlık açısından zorlu bir süreçten geçebilirler. Eğer bir sağlık problemleri varsa mutlaka bunu önemseyip doktora görünsünler.
Riske girmeyi sevmeyen sabit burçlar hayatlarında değişiklik yapmak zorunda kalacaklar. Sanıyorum ki en çok onlar etkilenecek.
Koçlar ve Yükselen Koçlar; Daha çok kariyer alanında, hayal ettikleri şeylerle ilgili bir değişim yaşayabilirler.
Boğalar ve Yükselen Boğalar; İş alanlarından etkilenebilirler. Farklı sektörlere girebilirler. Onlar için değişiklik genellikle zordur ama eğer bu dönemde bu değişikliği yapabilirlerse başarılı olabilirler.
İkizler ve Yükselen İkizler; Eğitim alabilir veya farklı eğitimlere yönelebilirler. Farklı bakış açıları kazanmak için farklı alanlara kayabilirler. Yurt dışı alanları çok açık. Şehir veya ülke değişimleri yaşayabilirler.
Yengeçler veya Yükselen Yengeçler; Plüton onların biraz zorlayıcı bir evinde. Bazı kayıplar yaşayabilirler. Sıkıntılar veya hastalıklar olabilir. Ama olumlu açıdan bakarsanız beklenmedik paralar, beklenmedik ek gelirler de elde edebilirler. Bu fırsatları mutlaka değerlendirmeliler.
Aslanlar veya Yükselen Aslanlar; Ortaklık, evlilik gibi konular gündemde. Uzun süredir bekar olanlar, bir işi kovalayanlar veya hukuksal süreçleri bir türlü netleşemeyenler daha farklı bir döneme girip daha net sonuçlar alacaklar. Evli olanlar sınanacak fakat belki de çok daha fazla güçlenecekler.
Başaklar veya Yükselen Başaklar; Sağlık alanları etkilenecek. Dikkat etmeleri gereken bir süreç. İş alanlarında istedikleri değişimleri yaşayabilirler. Sektör değiştirebilirler.
Teraziler veya Yükselen Teraziler; Bu 20 yıllık sürecin ilk zamanlarında şehir veya ev değişimleri gündemlerinde olacak. Eğer uzun süredir toksik bir ilişki yaşıyorlarsa, onun artık bitmesi ve daha güzel enerjilere açıklık gibi bir tema söz konusu. Eğer güzel giden bir ilişkileri varsa da adım atma ve ciddiyete bindirme gibi bir döneme girebilirler.
Akrepler veya Yükselen Akrepler; Daha net değişimlerin olduğu bir döneme giriyorlar. Şehir değişimleri ve aile gündemleri olabilir. Sürekli yapmak isteyip yapamadıkları şeyler için önemli fırsatlarla karşılaşabilirler.
Yaylar veya Yükselen Yaylar; Beklenmedik fırsatlar, eğitimler verme, kitap yazma gibi farklı alanlara girebilirler. Kendi işlerinin yanında farklı şeyler yaptıkları bir döngüye girebilirler.
Oğlaklar ve Yükselen Oğlaklar; Onlar için son 2-3 sene pek zorluydu. Değişip dönüşebilen Oğlaklar için para konusunda güzel gelişmeler var. Özellikle sektörel değişimler var.
Kovalar ve Yükselen Kovalar; Plüton Kova burcunda olduğu için direkt olarak kendilerini değiştirmeleri gereken bir döneme girecekler. Bakış açılarını değiştirmeleri lazım. Sağlık durumlarını dikkate almaları lazım. Aile ile ilgili durumlar söz konusu olabilir. Evlilik ile ilgili gündemleri olabilir. Eğer değişip dönüşebilirlerse ödüllerini alacaklar.
Balıklar ve Yükselen Balıklar; Onlar için 2.5 sene biraz krizli geçebilir. Hem Plüto zorlayıcı bir yerde hem de Satürnleri Balık burcunda. Bu 2.5 sene sakin geçirip, stabil kalmalı ve sınavlarına isyan etmemeliler. Sorumluluk alabilecekleri bir döneme girebilirler. Çocuk sorumluluğu veya evlilik sorumluluğu gibi farklı sorumluluklar alabilecekleri bir döneme girecekler. Fakat kesinlikle dikkatli ve sakin olmalılar.
Kısa kısa Hazal Talay
- Kahve….’ siz yapamam!
- Elimde olsa gerçekten çocukların hiç üzülmemesinisağlardım…
- Yalancı…… insanlara tahammül edemem.
- En yakınlarımda aradığım özellik …sadakat ve güvendir.
- Benim en çok …eleştirilerimden………şikayet ederler!
- Politik olamama…. özelliğimi değiştir deseler de değiştiremem!
- En sevdiğim hayvan köpek. Çünkü gerçekten çok sadıklar ve insanın içine içine bakıyorlar!
Hazal Hanım’a bu samimi röportaj için çok teşekkür ederiz.
İlginizi çekebilir: Gamze Bilir Seyhan ile “Bir Evlat Edinilme Hikayesi”