Fındık, ceviz gibi kuruyemişlerin tüketiminin kronik hastalıklar üzerindeki olumlu etkisi aslında yeni bir bilgi değil. İçerdikleri sağlıklı yağ asitleri, bitkisel proteinler ve düşük karbonhidrat miktarları kuruyemişlerin sağlık alanında sağladıkları faydalarla ilgi çekici olmasını sağlıyor.
Peki bilimsel adı Bertholletia Excelsa olan Brezilya cevizi, Brezilya fındığı veya Brezilya kuruyemişini, diğer kuruyemişlerden ayıran özellik nedir?
Köken olarak Güney Amerika’ya ait olan bu ceviz genelde Peru, Venezuela ve Kolombiya gibi ülkelerde yetişen bir ağacın meyvesidir. Bizim için önemi ise yüksek miktarda içerdiği antioksidanlardan olan selenyum minerali ve bu mineralin Hashimato tiroidi ile olan bağlantısı.
Zengin besin ögesi içeriğiyle yakın zamanda sıkça konuşulan bu ceviz, Brezilya’dan tüm dünyaya ihraç ediliyor. Besleyici içeriğinin yanı sıra oldukça beğenilen bir tada da sahip olan bu cevizi gelin beraber inceleyelim.
İçeriğine bakacak olursak aslında Hindistan cevizinden sonra en yüksek doymuş yağ içeriğine sahip kuruyemiş Brezilya cevizidir. Bunun yanı sıra toplam yağının %7’sini Omega 3 yağ asitleri oluşturur ki bu antioksidan seviyesinin yüksekliğini gösteriyor. Kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterolün vücuttaki oluşumunu engelleyerek kalp hastalıkları riskini aza indirir, güçlü antioksidan etkisi olan tokoferoller açısından da zengindir. Ayrıca sadece bir tane Brezilya cevizi bir kişinin günlük alması gereken selenyum miktarını %160 düzeyinde karşılıyor. Bu da Brezilya cevizini bitkisel kaynaklar arasındaki en iyi doğal selenyum kaynağı yapmaya yeter de artar bile.
İçindekiler
Peki selenyum nedir ve neden bizim için bu kadar önemlidir?
İnsan hayatı için son derece hayati olan selenyum aslında vücudumuzda üretilmeyen ve dışarıdan almak zorunda olduğumuz bir mineraldir. Birçok işlevi olan selenyum özetle bağışıklık sistemimizin ve tiroit bezlerimizin fonksiyonunu sürdürmesi için gereklidir. Vücutta yeterli miktarda bulunduğunda kanseri önleyici etkisi olduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.
Bu özellikleri nedeniyle kanser ve tiroit hastalıklarının tedavi arayışlarında göze çarpan selenyumun Türk toplumunda sıklıkla görülen Hashimato Tiroidi hastalığında da önemi oldukça büyük.
Hashimato Tiroidi nedir?
Bağışıklık sisteminin fonksiyonlarının bozulması sonucu vücudun kendine savaş açması durumunda ortaya çıkan hastalıklara otoimmün hastalıklar diyoruz ve Hashimato Tiroidi de bunlardan bir tanesi.
Yani Hashimato Tiroidinde kendi bağışıklık sistemimiz tiroid bezimizi bir yabancı olarak algılıyor ve ona saldırmaya başlıyor. Zamanla iltihaplanma sonucu tiroid hücreleri tahrip oluyor ve tiroid bezimiz küçülmeye başlıyor. Kaçınılmaz olarak bir hormon yetmezliği sürecine giriyoruz.
Peki bu hormon yetmezliği bizi nasıl etkiliyor?
Sürekli yorgun hissediyorsanız, kolay kilo alıyor fakat bu kilolardan zor kurtuluyorsanız veya kurtulamıyorsanız, cilt kuruluğunuz varsa, kolay üşüme, kramplar ve kabızlık problemlerinden şikayetçiyseniz doktorunuza danışmanızı ve tahlil yaptırmanızı öneriyorum.
2008’de yapılan bir çalışma Brezilya cevizinin önemini açıklar nitelikte. Bu çalışmaya göre günlük 2 Brezilya cevizi tüketimi 53 mikrogram Selenyum sağlıyor ve vücudumuzdaki Selenyum miktarını yükseltmek adına alınan bu miktar, ilaç olarak alınan 100 mikrogram Selenyum ile aynı etkiyi gösteriyor.
PKOS tedavisi dediğimizde de güçlü bir antioksidan minerali olan selenyum çıkıyor karşımıza. Selenyum mineralinin eksikliğini pek sık görmeyiz. Besinler o konuda bize çok destek olurlar. Fakat PKOS’lu bir kadınsak eğer, selenyumdan zengin besinleri günlük beslenmemize eklememiz şart.
Sonuç olarak özellikle Hashimato Tiroidi veya PKOS hastalığından yakınan kişilerde doktor kontrolü olması şartıyla hastalığın etkilerinin hafifletilmesi adına Brezilya cevizi doğal bir selenyum kaynağı olarak bir umut olabilir.
“Peki nereden ulaşabilirim Brezilya cevizine?” derseniz sizleri @diyet.dukkani hesabımıza bekleriz.
İlginizi çekebilir: Kekreyemiş nedir: Antioksidan özelliğiyle dikkat çeken bir orman meyvesi