“CrossFit yapıyorum çünkü CrossFit vücut geliştiriciler değil atletler yetiştiriyor.”
Geçenlerde bu yazıyla karşılaştığımdan beri iki kavram arasındaki bağlantı hakkında daha çok düşünmeye başladım.
Dışarıdan bakıldığında, antrenman sistemleri arasında CrossFit’in, ağırlıklarla yapılan egzersizler içermesinden ve özellikle “sağlam” bedenler inşa etmesinden dolayı body building, yani vücut geliştirmeye benzetilebileceği aşikar.
Fakat dış görünüş sizi yanıltmasın.
Vücut geliştirme, temelde kas hacmini ve ağırlığını arttırmayı amaçlamakla beraber, adının da ima ettiği üzere, derdi bedene belli bir şekil şemal vermek gibi, şahsen zayıf bulduğum bir argüman. Bu durum bana koşu bandında formunu korumak için yakması gereken kalorileri sayarak hızlı tempo yürüyen biriyle, amatör olarak triatlon (yüzme, bisiklet ve koşunun farklı mesafe kombinasyonlarıyla yapılan spor dalı) yapan birinin arasındaki farkı çağrıştırdı.
Yarı belgesel yarı müzik videosu estetiğinde Koreli vücut geliştiricilerin estetik kaygıları
CrossFit de body building gibi çoğunlukla güçlü, yapılı ve “lean” bir beden inşa ederken; derdi olarak değil sonuç olarak bunu gerçekleştiriyor (tıpkı basketbol, dövüş sporları, tenis vb. gibi belli kurallar dahilinde bir amaca ulaşmak için yapılan birçok spor dalında olduğu gibi).
Ayrıca CrossFit lehine olduğunu düşündüğüm bir açıklama da CrossFit’in uyguladığı sistemin, kas hacminin artışını vücut geliştirmeye kıyasla daha yavaş gerçekleştirmesine karşın kasların kapasitelerini daha uzun bir süre kullanmalarını; yani dayanıklılıklarını sağlaması. Yani CrossFit sayesinde hem kasların, hem de kardiyovasküler sistemin dayanıklılığı çok daha fazla artıyor.
Diğer yandan Naim Süleymanoğlu’nun başarılarıyla beraber geçmişte kalan halter sporunun CrossFit bünyesinde tekrar su yüzüne çıkmasına atfen; “Eskiden kimse silme, koparma veya halterin başka hareketlerinin yüzüne bakmazdı. Şimdiyse bir “Clean & Jerk” veya “Snatch” modasıdır gidiyor” diye bir süredir kendi aramızda şakalaşıyoruz. (Söz meclisten dışarı değil, biz de bu modayı gönüllü olarak takipteyiz.)
Tabii sizin de kendi kararınızı kendiniz vermeniz için takip etmekten hoşlandığım iki kadını kısaca tanıtmak istiyorum: (Yine de favorimin Ager Bomb olduğunu söylemiş miydim?)
Andrea Ager, 2010’dan beri CrossFit yapan ve birçok kez CrossFit Games’e katılmış Amerikalı bir atlet ve bir antrenör.
Watch this video on YouTube
Sophie Guidolin ise Avustralyalı bir fitness modeli ve uluslararası vücut geliştirme federasyonu IFBB yarışmacısı.
Watch this video on YouTube
Başlık fotoğrafının kaynağı için tıklayınız.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.