Güç, denge, koordinasyon, esneklik, dayanıklılık, stamina, kuvvet, hız, çeviklik… Kısa süreli ve yoğunluğu yüksek olan bir antrenman metodu olan Crossfit’in gelişimini hedeflediği temel fiziksel özellikler.
Aslında birçoğunuz gibi ben de uzun bir süredir Crossfit sistemini duymuş, hakkında çeşitli video ve fotoğraflara denk gelmiştim. Fakat ilgimin (ve kısmen bilgimin) artması, Crossfit odaklı olmayan bir spor kulübüne üye olan erkek arkadaşımın; hem çalışma saatlerinin gittikçe artmasına çözüm olarak daha kısa sürede çok daha yoğun şekilde çalışmak istemesinden, hem de sunulan stüdyo derslerine alternatif olmasından dolayı, sabahları işe gitmeden bir arkadaşıyla beraber bir gece önceden karar verdikleri WOD’u (workout of the day) yapmak üzere buluşmaya başlamaları sayesinde oldu. Seçtikleri WOD’ların içeriği, hareketlerin isimleri, setlerin yapısı, tekrar sayısı, süre ve ağırlıkları takip etmem dolayısıyla konuya olan aşinalığım artarken; erkek arkadaşımın aldığı keyfe tanık oldukça benim de Crossfit’e olan merakım arttı.
Öncelikle Uplifers’ın kurucusu Eda Günay’la yakın gelecekteki Crossfit deneyimimizin habercisi olan bu yazıya göz atmanızı tavsiye ederim.
Böylece Eda’yla hem kendi gözlerimizle görmek, hem de Checkmat’ten Hazar Akyıldız’ı desteklemek amacıyla, geçtiğimiz pazar sabahı “CrossFit 34 Allstars”ı izlemek için “Türkiye’nin ilk resmi lisanslı” Crossfit salonu olan Crossfit34’ün yolunu tuttuk. Katılımcıların Mehmet Kilimci tarafından davet edildiği yarışma, farklı salonlarının sporcularını bir araya getirerek İstanbul’daki “crossfit community”sine birliktelik ve yapıcı rekabet dengesi içinde var olma olanağı sunması açısından çok önemli. Sonuç itibariyle amaç, sporcuların hem kendi PR’ıyla (personal record) yani kendileriyle, hem de diğer sporcularla yarışması.
Salona girdiğimiz andan itibaren yarışmacılardan; onları desteklemeye gelmiş olan eş, dost, antrenman arkadaşlarına kadar müthiş coşkulu, keyifli ve dostane bir rekabet duygusuyla; rekabet duygusuyla hareket eden bir topluluk çarptı gözümüze. Birbirlerini alkışlayan yarışmacılar, babalarının kucağında etrafı ilgiyle izleyen 4-5 yaşında çocuklar, yarışmakta olan eşlerine tezahürat yapan genç kadınlar veya az önce bitirdiği setten sonra dinlemek için köşeye geçen oğlunun terini silmek için havlu getiren yaşlıca bir bey…
Geldiğimizde “Snatch Ladder” adlı ilk antrenman programına başlanmıştı bile. Sporcular, her iki dakikada bir 55kg’dan başlayarak 105kg’ye kadar giderek artan ağırlıklarda koparma yapıyorlardı. Kaldırılan ağırlıklar arttıkça devam edebilen sporcuların sayısı azalırken, izleyicilerin coşku ve tezahürat sesleri giderek artıyordu.
Watch this video on YouTube
Bunun ardından izlemekten daha çok keyif aldığımız 2. antrenmana geçildi. 12 dakika boyunca 2x Muscle-up, 4x Handstand Push-up ve 8x Kettlebell Swing’den oluşan set tekrarlandı. Bu kısımda Checkmat’in diğer crossfit hocası Barış Yücealpan’la yarışmakta olan Hazar’a daha yakından destek olma imkânımız oldu ve Crosffit’in “kısa süreli, yüksek şiddetli” tarzıyla özellikle patlayıcı güç, dayanıklılık ve hız bakımından sınırları nasıl zorladığına birebir şahit olduk. (Yoğun antrenman sevenlere duyurulur!) Tabi yarışma bu kadarla kalmadı ve bir üst tura geçen sporcular, final antrenmanı da dâhil olmak üzere, birbirinden zorlayıcı 2 programla yarışmaya devam ettiler.
Kişisel bir noktadan baktığımda benim için vazgeçilmez olan Muay Thai ve koşuya tamamlayıcı 3. bir bağımlılık eklenebilir mi diye düşünmeden edemiyorum.
Uzun lafın kısası, biz bu deneyimin sonucunda crossfit’e baş koymaya karar verdik. Sizleri de bekleriz.
Fotoğraflar: Gözde mimiko Türkkan
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.