Sonbaharın gelişiyle aniden soğuyan havalar, hastalıkları artırmaya başladı. Mevsim geçişindeki bu durum da pek çok kişiyi olumsuz etkiledi. Bu dönemde en sık karşılaşılan sorunlar; halsizlik, yorgunluk ve şüphesiz ki enfeksiyon hastalıkları.
Mevsim geçişlerinin bu olumsuz etkilerinden ve olası enfeksiyonlardan korunmamız için yapmamız gereken öncelikle bağışıklık sistemimizi güçlendirmek. Bilindiği üzere bağışıklık sistemi, vücudun enfeksiyonlarla mücadelesine yardımcı olan doğal savunma sistemi. Yaşam tarzınızda yapabileceğiniz bazı değişikliklerin (sigara ve alkol tüketimi olmaması, düzenli egzersiz, günlük yeterli miktarda sıvı alımı vb.) yanı sıra beslenmenize de dikkat etmeniz çok önemli bir nokta.
Vücut direncini artırmak için bu dönemde antioksidan olarak da görev yapan A, C, E vitaminleri ile selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerden, bunun yanı sıra omega – 3 ve omega – 9 yağ asitlerinden yeteri kadar almak gerekir.
Mevsim geçişinde tüketmemiz gereken besinler aynı zamanda doğanın bizim ihtiyaçlarımıza yönelik sunduğu, mevsim sebze ve meyvelerdir. Brokoli, ıspanak, domates gibi sebzeler ve turunçgiller hem antioksidan hem de C vitamini yönünden zengin mevsim sebze ve meyveleridir; öğünlerimizde sık sık bu besinlere yer vermek de daha dinç hissetmemize ve vücut direncimizi korumamıza yardımcı olacaktır.
İçindekiler
Bu besinlere mutfağınızda mutlaka yer açın
- Sarımsak:
Doğal antibiyotik niteliğindedir. Enfeksiyonlara karşı savaşarak bağışıklık sistemini güçlendirmesiyle bilinir. Başta kalp ve damar tıkanıklığı, aynı zamanda kanser de dahil olmak üzere pek çok hastalığın tedavisinde kullanılır.
Sarımsağı çiğ tüketmek istiyorsanız zeytinyağlılara, salatalara ve yoğurtlarınıza ekleyebilirsiniz. Pişmiş tüketimi için önerilen ise pişirmeden 45 dk kadar öncesinden soyup bekletmek. Çünkü bu şekilde açığa çıkan allisin pişirmeden önce aktif hale gelip, piştiğinde değerini kaybetmiyor!
- Ispanak:
Ispanak, A, C, E, K vitamini, DNA onarımında görev alan folik asit, kalsiyum, demir, potasyum, magnezyum içeriği yüksek bir sebzedir. Lif ve antioksidan özelliği ile kanser, kalp, Alzheimer gibi hastalıklara karşı da koruyucu özelliğe sahiptir.
Besin değerini kaybetmemesi için ıspanağı mümkün olduğunca az pişirin ve pişirildiği gün tüketin. Eğer dilerseniz çeşitlendirmek için çiğ halde salatalarınıza da ekleyebilirsiniz.
Ayrıca ıspanağı yanında taze sıkım portakal veya limon suyu ile birlikte tüketmek hem aldığınız C vitamini miktarını yükseltecek hem de demir emiliminde yararlı bir rol oynayacaktır.
- Dereotu:
Dereotu, Fosfor, bakır, magnezyum, A ve C vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, demir ve çinko yönünden çok zengindir. Bir tutam dereotu bir yetişkinin C vitamini ihtiyacının %40’ını, A vitamini ihtiyacının ise %43’ünü karşılamaktadır.
Bağışıklık sistemimiz için etkili bir antibakteriyel aktivite sağlayıcısıdır, vücudumuzun enfeksiyonlara karşı direnç kazanmasına yardımcı olur.
Sindirim sisteminin çalışmasını destekleyerek, çok sık görülen hazımsızlık, mide ağrısı gibi problemlerin giderilmesinde de oldukça etkilidir.
Dereotunu özellikle sabah kahvaltılarınıza çiğ olarak ekleyebilir, gün içinde salatalar ve zeytinyağlılarda hem lezzet katması hem de besin değerini artırması için kullanabilirsiniz.
- Maydonoz:
A, C, E ve K vitaminleri ve demir, fosfor, potasyum, kalsiyum, kükürt ve magnezyum mineralleri açısından zengin bir besindir.
Antienflamatuar, antioksidan özelliği taşıyan bir vitamin deposu olarak bağışıklığı güçlendirmesiyle bilinir. Ödem attırıcı etkisi sayesinde hareketsizlikten kaynaklanan şişkinliklerden kurtulmanıza yardımcı olur ve hazmı da kolaylaştırır.
Çiğ tüketilmesi tavsiye edildiği gibi saplarını da atmayıp kaynar suda bekletmek toksinleri vücudunuzdan atmayı sağlayacaktır.
- Turunçgiller:
Portakal, mandalina, greyfurt ve limon. Hepsi de içerdikleri C vitamini ile kış aylarında ve mevsim geçişlerinde bizi hastalıklardan koruyan doğal kurtarıcılar.
Turunçgillerde C vitamininin yanı sıra A ve B vitaminleri, şeker, lif, potasyum, magnezyum, kalsiyum, demir, fosfor, folik asit ve bakır gibi mineraller de bulunuyor. Porsiyon kontrolü yapıldığı takdirde meyve olarak tüketebilirsiniz. Taze sıkıldığında ise hızlıca tüketilmelidir.
Zeytinyağlı yemeklere ve salatalara taze sıkılmış suyunu ekleyebileceğiniz gibi çaylarınıza ve sularınıza da ekleyerek hem tat katıp hem daha faydalı hale getirebilirsiniz. Aynı zamanda bu meyvelerin kabukları da oldukça faydalı olduğundan iyice yıkayıp rendeleyerek hem aroma hem koku sağlayabilir hem de kabuğundan da faydalanmış olursunuz.
- Zencefil:
Doğal ve güçlü anti-enflamatuvar, ağrı kesici ve antioksidan özelliklerine sahiptir.
Lökosit üretimini artırarak bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Bunun yanı sıra yağ yakımına da destek olur.
Yararlanabilmek için, tozunu yemeklerinize serpebilir, çorbalarınıza sarımsak gibi rendeleyerek veya ezerek ekleyebilir ya da çayını hazırlayabilirsiniz.
“Kış Çorbası”yla bağışıklık sisteminizi güçlendirin, metabolizmanızı hızlandırın!
İşte sizlere evlerinizde kolaylıkla hazırlayabileceğiniz pratik bir tarif. Mevsim sebzelerinden oluşan bu çorbayla hem bağışıklık sistemini güçlendirin, hem metabolizmanızı hızlandırın.
Malzemeler:
-9-10 yaprak ıspanak
-1 avuç brokoli
-3-4 kereviz sapı ve yaprak kısmı
-1 adet havuç
-1 tutam maydonoz
-1 yemek kaşığı bulgur
-1 serçe parmak kalınlığında zencefil
-2 diş sarımsak
-1 yemek kaşığı zeytinyağı
-Pul biber, kimyon, karabiber
Hazırlanışı:
Ispanak sapları ve brokoli haşlanır. Havucun kabukları soyulup, dilimlendikten sonra sarımsak ile birlikte 1 yemek kaşığı zeytinyağında sotelenir.Bu sırada kereviz sapları ayıklanıp yıkanır ve ince ince doğranır. Sonrasında ıspanak, kereviz sapları, brokoli ve havuç blender’dan geçirilip karıştırılır. Kıvamını ayarlamak için su eklenir kimyon ve karabiber eklenip 1 taşım kaynatıldıktan sonra pul biberle servise sunulur.