Bugünlerde nereye baksam neredeyse herkes muhtelif sıvı içecekler ile -Juicing ya da ağır bir diyet ile- detoks yapma peşinde… Bu süreçte fayda görebilmeniz için düzgün bir detoks programının nasıl olması gerektiğini bilmek gerekiyor. Uyguladığınız detoks programının yağ depolarınızdaki toksinleri kan dolaşım sisteminize doğru hareket ettirerek belirgin problemlere neden olmaması, tam tersine metabolizmanızı toksinlerden temizlemesi gerekir.
Birkaç ay önce eski bir arkadaşıma rastladım. O da, batıda sadece fiziksel bedendeki arınma işlemi olarak algılanan, moda olan detoks programlarından birisine başlamış ama bir süre sonra işlerin ters gitmeye başladığını fark etmiş. Filiz kırk yaşlarına yaklaşmakta olan, neşe dolu bir kadın ve nedereyse hayatı boyunca ideal kilosunun hep üzerinde olmuş. Yıllarca muhtelif diyet programlarını denemiş, birçok kilolar verip her seferinde tekrar aynı kiloları ve hatta fazlasını geri almış.
Problemin uyguladığı programlardan ziyade kendisinde olduğunu düşünen Filiz, sürekli kendini içten içe suçlayan, artık çaresizlikten bıkkın hale gelmiş genç bir kadın. İş yerindeki bir arkadaşının günlük olarak paketler şeklinde adreslere gönderilen “Yağ Yakan (!) Sıvı İçecek Detoksu” sayesinde verdiği 4,5 kilodan esinlenerek, hemen büyük bir şevk ile dünyada kilo verme programlarında şu anda trend olan bir Sıvı Detoks Paketi satın almış. Peki Filiz, bedeninin alışık olduğu rutin gıdaları bırakarak ve günlük kalori tüketimini şiddetli bir şekilde azaltarak kilo vermiş mi? Elbette vermiş.
Fakat programa başladığı 2. haftadan itibaren kendisini ciddi anlamda mutsuz ve rahatsız eden, şiddetli baş ağrıları, bedeninin farklı bölgelerinde ağrılar, tüm ciltte kızarıklık ile birlikte kaşıntılar gibi başka problemler yaşamaya başlamış. Filiz’in tüm bu Sıvı İçecek Detoksu süresince farkında olmadığı en önemli konu, ani kilo verme esnasında hücresel sıvılar ve muhtelif bezlerinde saklanmış ve depolanmış olan toksinlerin, bedeninde serbestçe dolaşıma çıkmış olmasıydı. Ve işin en kötüsü izlediği detoks programında tükettiği gıdaların besleyici nitelikleri, bedenin detoksifikasyon sisteminin çalışmasını destekleyecek miktarda olmadığından, Filiz normal halinden çok daha fazla toksin yüklenmiş bir noktaya doğru sürüklenmişti. Ve bu semptomlar böyle bir tabloda son derece tipikti…
İçindekiler
İdeal bir detoks programında olması gereken unsurlar nelerdir, bilmek ister misiniz?
İşte size aşağıda detoks sürecinizi harika bir yenilenme ve canlanma sürecine dönüştürecek olan sadece beslenmeyle ilgili olan bölüm maddelerini sıralıyorum;
- Yüksek kalitede protein kaynaklarını tercih edin
Neden? Proteinden elde edilen amino asitler, enzimler ve karaciğer detoksunun gerçekleşebilmesi için gerekli bileşenlerdir.
Öneri: Börülce, kurufasulye, nohut, mercimek, fındık, ceviz, badem, bakla, barbunya gibi bitkisel protein kaynaklarını tercih edin. Ya da organik olduğundan emin olduğunuz kümes hayvanları ile yumurta ve cıva içerme ihtimali düşük olan küçük, yağlı balıkları.
- Yeterli besin maddesi tüketin
Neden? Toksinlerden arınmak oldukça karmaşık bir süreçtir. Bu süreç esnasında beden bir dizi vitamin, mineral ve diğer besin gruplarından faydalanır.
Öneri: B-complex vitamini alın, içinde methylcobalamin ve methylfolate bulunmasına dikkat edebilirsiniz. Besleyici özelliği yoğun olan taze ve renkleri canlı ve parlak sebze ve meyveleri tüketin.
- Sebzelerden turpgillere öncelik verin
Neden? Bu familyadaki sebzeler karaciğer detoksunu ve östrojen değişimini destekler.
Öneri: Brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası, lahana, koyu renkli yeşillikler tüketin. Bu sebzeleri çiğden değil, her zaman hafif pişirerek tüketin. Çünkü turpgiller, tiroid hormonunun çalışmasını azaltan etkileri içerirler. Bu tür iyot eksikliği yaşayan kişilerde turpgillerin pişirilerek tüketilmesi bu sorunu en aza indirgeyecektir.
- Antioksidan açısından zengin besinleri hatırlayın
Neden? Çok aşamalı olan detoks süreci boyunca, koruyucu besin maddeleri tarafından bariyer oluşturulmadığı takdirde, bedenimiz zarar verici toksik metabolitler oluşturabilir.
Öneri: Vitamin C açısından zengin besin grupları ile magnezyum, selenyum takviyeleri ve besleyici özelliğinden ziyade, bedeni hastalıklardan korumakla görevli olan güçlü fitokimyasalları barındıran
sarmısak, soğan, meyve ve koyu ve parlak renkli sebzeleri her menünüzde bulundurun. Ayrıca enginar, zerdeçal ve kişniş silymarin içerir. Silymarin karaciğer detoksunu destekleyici bir antioksidan olup, en fazla devedikeninden elde edilir. Milk Thistle adı altında satılan bu öz karışımı piyasadaki itibarlı markalarda bulabilirsiniz.
Önemli not: Fark ettiyseniz detoks süresince karaciğer temizliği ön planda tutuluyor. Bunun ana nedeni karaciğerin vücudun detoks organı olmasıdır. Karaciğer vücudumuza giren 5 binden fazla zararlı maddeyi süzerek temizler. Karaciğer çalışmazsa kanda zararlı maddeler olan toksinlerin oranı artar. Bu da kalp, beyin ve böbrek gibi önemli tüm diğer organlarımızı çalışmaz hale getirir. Karaciğer ayrıca hormonlarımızı da olması gereken düzeylerinde tutar. Örneğin, şekerin vücudumuzdaki seviyesini karaciğer ayarlar. Yani karaciğerimiz iyi çalışmıyorsa diyabet ortaya çıkar. Ya da karaciğer vücutta östrojen hormonunun fazlasını yıkamadığında, erkeklerde dişilik hormonlarının sağladığı meme gibi uzuvlarda büyüme başlar.
- Bolca temiz ve canlı su için
Neden? Detoks sürecinin en önemli bölümlerinden bir diğeri de toksinlerin idrar ve ter yolu ile bedeni tahliye sürecidir. Aşırı sıvı kaybı sebebi ile bedeninizde daha fazla toksin yüklemesi olacağını unutmayın ve amacınıza erişmek için en az 1,5-2 litre saf suyun (çay, kahve, meyve suyu vb. sayılmaz) bedeninizde akmasına izin verin.
Öneri: Plastik şişelerde saklanan suları tüketmekten kaçının. Suyu cam şişede satın alın veya ormanlardaki canlı su kaynaklarından temin ederek, tüketmeyi tercih edin. Hiçbirisini yapamıyorsanız evdeki plastik damacanadan cam sürahiye ve iş yerinde içmek üzere kullandığınız cam ya da seramik mataranıza doldurduğunuz suya hoş melodili müzikler (klasik müzik, mantra müzikleri, doğa sesleri vb.) dinlettikten ve/veya niyetlerinizi de yükledikten sonra suyu içiniz.
Detoks süresince uzak durmanız gerekenler
- Alkol, tütün, reçetesiz ilaçlar ve uyuşturucu kategorisine giren haplar.
- Kafein. Kafein karaciğer tarafından metabolize edilse de, alımını azaltmak detoks süresine ciddi destek olur. Eğer kafeini günlük olarak büyük oranlarda tüketmeye alışıksanız, baş ağrısı gibi semptomlar yaşamamak için kademeli olarak azaltınız. Eğer kahve içmeye devam edecekseniz organik olanını tercih ederek (decaf değil), az tüketmeye özen gösterin.
- Doğal olmayan hiçbir şey tüketmeyin. Bir şeyi yemeden önce “100 sene önce bu gıda maddesi doğada var mıydı?” diye düşünün ve yemeyin.
- İşlem görmüş, rafine edilmiş, genetiği ile oynanmış besinlerden uzak durun. Paket içerisinde olan ve besinin orijinal şeklinde bulunmayan her yiyecek maddesini reddedin ve alışveriş esnasında almayın.
- İşlenmiş şeker ve her türlü suni tatlandırıcıdan da uzak durun. Pekmez, hurma, bal, palmiye şekeri, akçaağaç şurubu gibi doğal tatlandırıcıları da fazla kullandığınız takdirde, yüksek fruktoz miktarı sebebiyle karaciğere stres oluşturabilir, unutmayın.
Detaylı bilgilere www.ebrusinik.com adresinden ulaşabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Bütünsel sağlığın esasları: Ayurvedik yaşama giriş