“Dünyaları yiyorum yine de doyduğumu hissetmiyorum”, “Sanki midem değil de gözüm doymuyor”, “Tabağıma bir bakıyorum her şey gözüme az gözüküyor ve bunlarla doymayacakmışım gibi geliyor”. Bu cümleler size de tanıdık geldi mi? Diyet yapan bireylerin genellikle yaşadığı sorunlardan biri; gözlerinin doymaması ve doymayacakmış gibi hissetmeleri. Bu yüzden ben de bugün sizlere diyet yaparken kendinizi daha tok hissetmenizi sağlayacak önerilerle geldim.
İçindekiler
Delboeuf etkisinden yararlanın
Delboeuf etkisi, bireylerin diyet sürecinde porsiyon kontrolünü sağlamasında ve kendilerini daha tok hissetmesinde yardımcı olabiliyor. Eğer yiyeceğiniz öğünü büyük bir tabağa kıyasla küçük bir tabakta yemeyi tercih ederseniz, beyniniz yemeğin miktarını daha çokmuş gibi algılıyor ve daha tok hissetmenize sebep oluyor. Fakat, aynı miktarda yemeği daha büyük bir tabakta tükettiğinizde ise miktarın az olduğu algısı yaratıyorsunuz ve bu durum daha fazla yemenize sebep olabiliyor. O yüzden gözü doymayan bireylere ilk söylediğim şey öğününüzü bir de küçük tabakta tüketmeyi deneyin.
Yemeğe başlamadan önce mutlaka su için
Yapılan çalışmalar yemeğe başlamadan önce içilen suyun doygunluk hissini artırdığını ve iştah kontrolüne yardımcı olduğunu söylüyor. Bir diğer araştırma ise yemek yemeden önce tüketilen suyun öğünde alınan kalori miktarını azalttığını söylüyor. Özellikle kış aylarında su tüketim miktarı oldukça azalabiliyor ve genellikle bu mevsimde açlık ve susuzluk kavramı birbirine çok karışabiliyor. Bu karışıklık aç değilken de kendinizi açmış gibi hissedip besine yöneliminizi artırabiliyor. Bu yüzden susamayı beklemeden su içmeniz iştah kontrolünde de son derece önemli.
Liften zengin beslenin
Gözünüzün doymamasının veya kendinizi tok hissetmemenizin altında yatan bir sebep de beslenme düzeninizin lif içeriğinin düşük olması olabilir. Lifli besinler kalorisi düşük, besin içeriği yüksek olması sebebiyle sindirimi yavaşlatarak, daha uzun süre tok hissetmenize yardımcı olur. Lif içeriği yüksek beslenme tok hissetmenizin yanında kan şekeri dengesinden, sindirim sisteminin düzenli işleyişinden ve vücudun hastalıklara karşı korumasından da sorumludur. Bu yüzden beslenme düzeninizde lif içeriği yüksek elma, muz, portakal, armut ve kuru kayısı gibi meyveleri; havuç ve patates gibi sebzeleri; nohut ve mercimek gibi baklagilleri eksik etmemekte fayda var. Ayrıca tabağınızın yarısından fazlasında sevdiğiniz yeşil yapraklı sebzelere yer vermeniz öğününüzün lif içeriğini artırmanın yanında, hem gözünüzün hem de midenizin doymasına yardımcı olacaktır.
İlginizi çekebilir: Başarılı bir diyet için ipuçları: Diyet yaparken fark etmeden yaptığınız 3 hata