“Güçlü bir niyet, rahat bir vücut ve açık bir zihin, aktif bir doğumun ana bileşenleridir.”- Janet Balaskas
Aktif doğum, ilk olarak Janet Balaskas tarafından tanımlanan bir felsefedir ve özellikle İngiltere ve Avrupa genelinde büyük ilgi görmüştür. Bu doğum yaklaşımı, kadının doğum sürecinde sağlık personeli tarafından yönetilen pasif bir alıcı olmaktan ziyade kendi vücudunu aktif bir şekilde yönetmesini vurgular. Doğumun bebek ve anne arasında bir dans gibi düşündüğümüzde harekete alan açmanın ne kadar önemli olduğunu görebiliriz.
İçindekiler
Doğumun bireyselliği
Her doğumun kendine özgü bir yolculuk olduğunu hatırlamak önemlidir. Hem doğan hem doğuran için. Birden fazla doğuma sahip olan kadınların farklı doğum hikayelerine sahip olduğunu duymuşsundur. Aktif doğum içgüdüseldir. Aktif doğum, annenin içgüdüsünü dinleyebildiği ve vücudunu özgürce kullanabildiği, dilediği pozisyonda kalmayı destekleyen doğal bir süreçtir.
Hareket özgürlüğü ve pozisyonlar
Aktif doğumda, kadının hareket özgürlüğü sağlanarak yer çekimi gücünden faydalanabileceği çeşitli pozisyonlar desteklenir. Sağlık kuruluşlarında sıkça görülen sırt üstü veya yan yatar pozisyonlarda doğumlar gerçekleşir. Aktif Doğum Manifestosu, bunun kadınlar üzerinde fiziksel ve psikolojik olarak etkilerinin olumsuz olduğunu savunur. Balaskas’ın felsefesinde kan damarlarına baskı yapmayan, pelvisin mobil olduğu ve bedenin yerçekimi ile uyumlu olan dik pozisyonlar önerilmektedir. Ayakta durma, yürüme, dizüstü durma, oturma veya çömelme gibi pozisyonlar, aktif doğum yaklaşımının temelini oluşturuyor. Avustralya’da doğumu başlayan bir tanıdığım, doğum kasılmaları başladığında atıştırmalık ve suyunu alarak Doula’sı ile birlikte yürüyüşe çıktı.
Dik pozisyonların evrensel geçerliliği
Balaskas’ın hazırladığı Aktif Doğum Manifestosu, dünya genelinde binlerce yıldır kadınların çoğunlukla desteklenerek dik veya çömelmiş pozisyonlarda doğum yapması gerektiğini vurgular. Tarih, farklı ırklar ve kültürler arasında da benzer dik pozisyonların yaygın olarak kullanıldığını doğrulamaktadır.
Doğum, içgüdüsel bir eylem olup müdahale edilmediğinde kendiliğinden gerçekleşecektir. İhtiyaç dahilinde tıbbi müdahalelerden her zaman destek alınabilir. Aktif doğum felsefesi, doğal hormonların da doğru zamanda doğru oranda optimal çalışmasına alan tanıyarak, kadının kendi doğal sürecini yönetmesini ve en rahat hissettiği pozisyonu seçmesini destekler. Bu, doğum sürecini daha etkili ve rahat bir hale getirecektir.
İlginizi çekebilir: Doğum ve doğum sonrasında doula desteği almak üzerine merak edilenler
Kaynaklar:
Active Birth Centre – Active Birth Centre – Antenatal Classes, Pregnancy Yoga & Hypnobirthing –
www.korhek.org
Araştırma/Research Article (pau.edu.tr)