Fesleğen
kcal
Besin Değerleri
100 gr | 1 gr | |
Karbonhidrat (g) | 2.65 | 0.03 |
Protein (g) | 3.15 | 0.03 |
Yağ (g) | 0.64 | 0.01 |
Lif (g) | 1.6 | 0.02 |
Kolesterol (mg) | 0 | 0.00 |
Sodyum (mg) | 4 | 0.04 |
Potasyum (mg) | 295 | 2.95 |
Kalsiyum (mg) | 177 | 1.77 |
Vitamin A (iu) | 5275 | 52.75 |
Vitamin C (mg) | 18 | 0.18 |
Demir | 3.17 | 0.03 |
Fesleğen, nane ailesine dahil olan bitkilerden bir tanesi. Yemeklere aroma katar ve içeriğindeki besinlerin sağlığa faydaları olabilir.
Fesleğen Akdeniz mutfağının ayrılmaz parçalarından bir tanesidir ve kendisini genellikle pesto sosu ve bunun yanında salata, pizza ve diğer yemeklerin içerisinde bulur. Ayrıca Endonezya, Tayland ve Vietnam mutfaklarında da bu bitki oldukça sık kullanılır.
Beslenme içerisinde tüketilen fesleğen vitaminler, mineraller ve çok çeşitli antioksidanlar sağlayabilir. Ayrıca öz yağının da pek çok tıbbi faydası vardır.
Fesleğeni bulması oldukça kolaydır ancak farklı türlerinin farklı koku ve tatları vardır.
Fesleğen Kaç Kalori, Besin Değeri Nedir?
Aşağıdaki değerler 1 yemek kaşığı kadar tutan 2.6 gramlık taze fesleğen üzerinden sunulmuşlardır.
- Kalori: 0.5 kcal
- Protein: 0.1 gram
- Yağ: 0 gram
- Karbonhidrat: 0.1 gram
- Lif: 0.1 gram
- Şeker: 0 gram
Bunun yanında fesleğenin içerisinde pek çok mikrobesin de bulunur. Bunların içerisinde en dikkat çekici olanları şöyle:
- Kalsiyum
- A vitamini
- K vitamini
- Manganez
- Magnezyum
- Demir
- Çinko
- Potasyum
Bu besinlere ek olarak fesleğende çeşitli B vitaminleri, diğer mineraller ve çeşitli antioksidanlar da vardır.
Fesleğenin Sağlığa Faydaları Nelerdir?
Fesleğenin beslenme içerisinde sağlığa pek çok faydası olabilir ve ayrıca tıbbi bir bitki ve öz yağ olarak da kullanılabilir.
Geleneksel kullanım alanları içerisinde yılan ısırığı, soğuk algınlığı ve burun enfeksiyonları tedavileri bulunuyor.
Fesleğende K vitamini ve kalsiyum gibi makrobesinlere ek olarak çeşitli antioksidanlar da vardır.
Örneğin eugenol adı verilen kimyasal bileşen bakımından yüksek konsantrasyona sahiptir ve bu da ona karanfil benzeri kokusunu verir. Bazı fesleğen türlerinde limonene bileşeni yoğundur ve bu da ona limonsu bir koku verir. Hem eugenol hem de limonenenin antioksidan özellikleri vardır.
Oksidatif Stresi Azaltabilir
Antioksidanlar bedendeki serbest radikallerin ortadan kaldırılmaları için önemlidirler.
Serbest radikaller, metabolizma ve diğer doğal süreçlerin bir sonucu olarak gelişen dengesiz moleküllerdir. Ayrıca sigara ve beslenme tercihleri gibi faktörlerin sonucu olarak da ortaya çıkabilirler.
Antioksidanlar bedendeki bu moleküllerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olan bileşenlerdir. Serbest radikaller birikirlerse oksidatif stres ortaya çıkabilir ve bu da hücre hasarına ve hastalıklara yol açabilir.
Bilimadamları oksidatif stresin kanser, kalp hastalıkları, romatoid artrit, diyabet ve pek çok başka sağlık sorunu ile bağlantısı olduğunu belirtiyorlar.
Beden bazı antioksidanlar üretir ancak aynı zamanda bir kısmını da besinlerden almaya ihtiyacı vardır. Fesleğende bulunan antioksidanlardan bazıları anthosiyaninler ve beta karotendir.
Karaciğer Sağlığını Destekleyebilir
2015 yılında yapılan bir çalışmaya göre içerisinde fesleğenin de bulunduğu toz haline getirilmiş antioksidanların farelerde karaciğer sağlığı üzerinde pozitif etkilerinin olduğu görülmüş. Araştırmacılar farelerde karaciğer hasarı yaratmak için bir zehir kullandıktan sonra bu tozu kullanmışlar.
Ancak bu araştırmada tulsi adı verilen Hindistan kökenli bir fesleğen türünün kullanılmış olduğunu da belirtmek gerekiyor.
Kanserle Savaşa Yardımcı Olabilir
2013 yılında yayınlanan bir değerlendirmede bazı fesleğen türlerinin kanseri önlemeye yardımcı olup olmayacağına göz atılmış.
Çalışmanın yazarları fesleğende bulunan fitokimyasalların cilt, karaciğer, ağız ve akciğer kanserlerini önleme konusunda yardımcı olabilecekleri sonucuna varmışlar.
Fesleğen bunu antioksidan aktivitesini arttırarak, gen ifadesini değiştirerek, hücre ölümünü tetikleyerek ve hücre bölünmesini yavaşlatarak gerçekleştiriyormuş.
Ancak bu çalışmalar henüz preklinik düzeydeler veya hayvanlarda uygulanmışlar. Bu nedenle etkilerinin onaylanmaları için daha fazla çalışma gerekiyor.
Cilt Yaşlanmasına Karşı Koruma
2011 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, fesleğenin cildi bazı yaşlanma etkilerinden koruyabilecek özellikleri mevcut.
Çalışmada bilimadamları fesleğen ekstresini laboratuvarda üretilmiş deri modelleri üzerine uygulamışlar. Bunun sonucunda kremlere fesleğen ekstresini eklemenin cildin nemliliğini arttırabileceği ve kırışıklar ile problemleri azaltabileceği görülmüş.
Fesleğen ekstresi belli dozlarda bu etkilere sahip olabilir ancak fesleğeni doğrudan tüketmenin illa ki bu faydaları sağlaması oldukça zor.
Ancak fesleğende bulunan antioksidanlar ve diğer bitkisel kaynaklı besinlerin iyi bir beslenme planı içerisinde tüketimlerinin koruyucu etkileri olabilir.
Yüksek Kan Şekerini Düşürebilir
Bazı geleneksel tıp uygulayıcıları fesleğeni kan şekeri düzeylerini kontrol altına almakta kullanıyorlar.
2019 yılında farelerle yapılan bir çalışmada, fesleğen yapraklarının ekstresinin kan şekerini düşürebildiği görülmüş. Ayrıca çalışmaya göre yüksek kan şekerinin uzun vadeli etkilerinin tedavisine de yardımcı olabileceği sonucuna varılmış.
Kalp Damar Sağlığını Destekleyebilir
2011 yılında yapılan bir değerlendirmede fesleğen ekstresinin yüksek tansiyonu kısa bir süreliğine düşürebildiği görülmüş ve bunun eugenol içeriğinden kaynaklanabileceği belirtilmiş. Eugenol bedendeki kalsiyum kanallarını engelleyebiliyor ve böylece tansiyonu düşürebiliyor.
Ancak araştırmacıların ekstreyi kullanmalarından 2 dakika sonra tansiyon tekrar yüksek düzeylerine geri dönüş.
24 sağlıklı gönüllü ile yapılan başka bir çalışmada katılımcılara ya plasebo hap verilmiş ya da 300 mg kuru tutsi yaprağı günlük olarak verilmiş.
4 haftanın sonunda tulsi ekstresi alanların kolesterol ve trigliserit düzeyleri almayanlardan daha düşük çıkmış. Bu nedenle fesleğen ekstresinin bazı kalp damar hastalıklarının risk faktörlerini azaltabileceği düşünülüyor.
Zihin Sağlığını Güçlendirebilir
Zihinsel stres bedende serbest radikallerin üretimini tetikleyebilir.
2014 yılında yapılan bir çalışmada tulsi türü fesleğenin Hint tıbbı içerisindeki kullanımına göz atılmış ve bitkinin şu konularda yardımcı olabilecek özelliklere sahip olduğu görülmüş:
- stresi, kaygıları ve depresyonu hafifletme
- düşünme ve sebeplendirme kabiliyetinde artış
- yaşa bağlı hafıza kaybını önleme
- stres kaynaklı uyku ve cinsel problemleri iyileştirme
Bazı çalışmalarda bu sonuçların bazı antidepresan ilaçlar ile karşılaştırılabilir oldukları belirtiliyor.
İnflamasyon ve Ödemleri Azaltabilir
Oksidatif stres inflamasyona sebep olabilir ve inflamasyon da kanser, tip-2 diyabet ve romatoid artrit gibi bazı hastalıklar konusunda bir risk faktörüdür.
2017 yılında yapılan bir çalışmada fesleğen öz yağı ile hazırlanan iki karışımın anti-inflamatuvar özelliklerine göz atılmış. Sonuçlara göre oksidatif stres kaynaklı inflamasyon konusunda tedaviye yardımcı olabilme ihtimali var. Ancak fesleğeni tüketmenin doğrudan böyle bir etki yaratıp yaratmayacağına dair bir veri maalesef şimdilik mevcut değil. İnsanlar üzerinde daha fazla araştırma yapılması yeni bilgiler ortaya çıkaracaktır.
Fesleğenin Sağlığa Zararları Nelerdir?
Sadece 1 yemek kaşığı fesleğende 10.8 mcg K vitamini vardır ve bu vitamin kanın pıhtılaşmasında rol oynar. Bu miktar bir yetişkinin günlük ihtiyacının %9-12’sine denk düşer.
K vitamininin yüksek düzeyde bulunması kan sulandırıcılar gibi bazı ilaçların etkilerini bozabilir. Bu nedenle kan sulandırıcı kullananların fesleğen tüketmeden önce doktorlarına danışmaları daha doğru olacaktır.
Bazı insanlar nane ailesinden bitkiler ile temas kurduklarında veya onları tükettiklerinde alerjik tepkiler gösterebilirler. Bu tür bir alerjiye sahip olanların fesleğen tüketmekten kaçınmaları gerekir.
Ayrıca tüketimden sonra kızarmalar, şişmeler ve nefes darlığı görürseniz, hemen acil servise ulaşmanız gerekir. Ağır alerjik tepkiler hayatı tehdit eden anakflaksiye yol açabilirler.
Sonuç Olarak
Fesleğeni çeşitli ve sağlıklı bir beslenme planı içerisine katmanın faydaları olabilir.
Ancak onun tıbbi faydalarına dair araştırmalarda genellikle beslenmedeki etkilerinden ziyade ekstresinin etkilerine odaklanılıyor.
Ayrıca pek çok çalışmada yaygın olarak tüketilen fesleğenin değil, tulsi gibi başka alanlarda kullanılan fesleğen türlerinin değerlendirmeye alındığını da belirtmek gerekiyor.
Ayrıca bu kullanım alanlarını onaylayacak yeterli bilimsel kanıtlar da henüz mevcut değiller.