Sağlıklı beslenmeyle ilgili o kadar çok kitap okudum ki, bir sabah uyandığımda kahvaltıda ne yemem gerektiğini düşünüp şaşırdım. ‘Meyveli yulaf mı hazırlasam, yumurta mı yesem yoksa sadece sebze suyu mu içsem?’ diye düşünür halde buldum kendimi.
Beslenmeyle ilgili o kadar çok farklı görüş ve tavsiye var ki; hangisi daha sağlıklı, hangisini takip edelim derken, kendimizi dinlemeyi unuttuk. Maalesef, el birliğiyle yemeyi ve içmeyi bu kadar kompleks ve hastalıklı hale getirmeyi başardık. Peki fit olmak yolunda ne gibi hatalar yapıyoruz?
İçindekiler
1. En iyi, en mucizevi diyet arayışına girmek
Benim bu işin içinden delirmeden çıkmak için bir önerim var. Neden artık en iyi, en mucizevi diyeti aramayı bırakmıyoruz? Belki de dünya üzerinde herkes için tek bir tane, en iyi beslenme şekli yoktur.
Ben de yıllarca bir sürü farklı beslenme şekli denedim. Dukanlar, detokslar, raw until 4’lar… Sonra çoğu beslenme trendinin merkezi olan Amerika’da yaşamaya başlayınca, bu konuda çok daha fazla bilinçlendim. Dünya mutfaklarını, farklı beslenme şekillerini daha yakından tanıdım. Hala da çok okuyorum ve araştırıyorum.
Araştırmalarım beni herkes için geçerli, tek bir mükemmel diyet olmadığı sonucuna getirdi. En iyisi bütün diyet kurallardan kurtulmak ve doğal olana, özümüze dönüp kendi dengemizi bulabilmek.
Kim nasıl zayıflamış diye araştırıp, mucizevi zayıflama formülünü aramak yerine, en mutlu en sağlıklı nasıl oluruz, kendimizi ve ruhumuzu nasıl daha iyi besleriz, bunların derdine düşelim.
3 günde 3 kilo verme çılgınlığından ve “kibrit kutu”lu diyet listelerinden kurtulalım.
Yasaklarla, kurallarla dolu diyet kelimesini de bitirelim artık!
2. ‘Cheat Day’ ile yemek yemeyi ödül-ceza oyununa çevirmek
Kocaman bir hamburgeri mideye indirdin, artık zor nefes alıyorsun ve tıka basa dolusun. Ama durmak yooook! Tatlıya geçelim, sonra daha eve gidince cipsler var. Ne de olsa cheat day (serbest gün) canım! Bugün her şey serbest.
Bilmeyenler için cheat day konseptini açıklayalım: Mesela; bütün hafta boyunca kendini kısıtlayıp az yemek yiyorsun, zayıflamak ya da “sağlıklı olmak” adına. Sonra da haftanın bir gününü cheat day ilan edip, canın ne isterse, ne kadar çok isterse yiyebiliyorsun.
E haliyle fırsat bu fırsat, normalde yiyemeyeceğin kadar çok yiyorsun. Kendini hazırladın bir kere, günlerdir bu anı bekliyorsun!
Hayatımda duyduğum, hatta şahsen de denediğim en yanlış fit olma konsepti, bu cheat day olsa gerek. Neden çok tehlikeli? Kendini bu kadar kısıtlayıp yemekle (yememekle) cezalandırırsan, yiyecekler beslenme ve sağlık kaynağı olmaktan çıkıyor. Ödül-ceza oyununa dönüşüyor. Bu oyunun sonu da genelde pişmanlık ve yeme alışkanlığı bozukluklarıyla sonuçlanıyor maalesef. Kendinizi asla kısıtlamayın. Özellikle cheat day konseptinden uzak durun, yapmayın, yaptırmayın.
İlgili yazı: Sağlıklı beslenme ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
3. Öğünleri katı kurallar haline getirmek
‘Kahvaltı günün en önemli öğünüdür’ diyen kadar, ‘Öğlen en az 12’ye kadar hiçbir şey yemeyin’ diyen uzman ve doktor da var, ‘Akşam 7’den sonra asla yemek yemeyin’ diye savunan da var, ‘Asla aç yatmayın!’ diyen de. Peki biz ne yapalım?
Kendi vücudumuzu dinleyelim. Sen kendini en mutlu, en enerjik ve zinde nasıl hissediyorsun?
En son diyet trendinden medet ummadan önce; bir dur, düşün, cevabı kendinde ara. Sonuç olarak önemli olan senin ruhuna, vücuduna en iyi gelen neyse öyle yapmak. Hiçbir beslenme uzmanı seni senden daha iyi tanıyamaz.
Biz kendimizi ne kadar strese sokar ve kural koyarsak, sağlığa ve mutluluğa ulaşmak da o kadar eziyet haline gelecek.
Son olarak her zaman şunu hatırla: Mutlu ve sağlıklı olmak için yeni bir kurala ya da mucizevi bir diyet listesine ihtiyacın yok. Sen zaten her halinle bir mucizesin, yaşamın ta kendisisin. Her ne yersen ye, ne yaparsan yap odaklanman gereken; kendin için iyi olanı, doğru olanı seçmek. Bunu da en iyi bilen yine sensin.
Kendini seç, iyi olmayı seç, bilinçlen ve öğrendiklerini sevdiklerinle paylaş! 🙂