Hayatınızda en az bir kez şu cümleyi kurmuş ya da duymuş olabilirsiniz: Doktorum beni anlamıyor. Bütüncül sağlığımız, şüphesiz ki yaşamımızdaki en büyük önceliğimiz -değilse de öyle olmalı-. Ve bu süreçteki en büyük destekçimiz de güvendiğimiz doktorlarımız. Sağlık sorunlarımızı anlamak, en doğru tanı ve tedavi için harekete geçmek, rutin kontrolleri devam ettirmek doktorumuz sayesinde kolaylaşıyor. Ancak, bazen doktor-hasta iletişimi yeteri kadar sağlıklı olamayabiliyor ve kendimizi yeterince ifade edemediğimizi ya da doktorun bizi anlamadığını düşünebiliyoruz. Bu da endişe verici bir soruna işaret edebiliyor. Hem sağlığımız açısından kaygılanabiliyor hem de aşırı stresle karşı karşıya kalabiliyoruz. Peki, sağlıklı doktor-hasta iletişimi mümkün mü? Evet!
Siz de zaman zaman doktorunuzun sizi anlamadığını düşünüyor, sizin endişelerinizi göz ardı ettiğini hissediyor ya da sizi dinlemediğini, şikayetlerinizi hafife aldığını seziyorsanız, bu durumu tersine çevirmek ve doktorunuzla başarılı bir iş birliği inşa etmek için aşağıdaki yöntemlerden faydalanabilirsiniz:
İçindekiler
Randevudan önce iyi hazırlanın
Kendinizi doktorunuza en doğru ve eksiksiz şekilde anlatabilmek için muayene randevunuza ya da bireysel seansınıza gitmeden önce iyi hazırlanın. Kafanızda cümlelerinizi tasarlamanız, sağlık durumunuzla ilgili güncel verileri toplamanız, varsa en son yaptırdığınız tahlilleri, testleri bir araya getirmeniz, semptomlarınızı gerekirse yazmanız, kısacası doktorunuzla paylaşmanız gereken önemli tüm bilgileri randevunuza gitmeden önce netleştirmeniz en iyisi olacaktır. Sıkıntılarınız ne zaman başladı, yaşadığınız olumsuz belirtiler neler, sıklık ve şiddeti nasıl, ağrılarınızı, sorunlarınızı tetikleyen durumları fark ettiniz mi… Bu tür soruları gözden geçirin ve doktorunuzla buluşmadan önce hepsine bir cevabınız olduğundan emin olun. Cevaplarınızın kısa, net ve anlaşılabilir olması için gerekirse bir konuşma pratiği yapın, anlattıklarınızın somutlaştırabilir olduğundan ve ‘havada kalmadığından’ emin olmak istiyorsanız, gerekirse randevunuzdan önce birkaç yakınınızla da paylaşın ve kendinizi yeterince açık ifade edip etmediğinizi sorun.
Randevunuza bir yakınınızla gidin
Eşiniz, partneriniz, ablanız, anneniz ya da bir arkadaşınız… Sizinle doktor randevunuza gelebilecek bir yakınınız varsa bu fırsatı değerlendirebilirsiniz. Bu, özellikle sonrasında birlikte değerlendirme yapabilmeniz için güzel bir şansa dönüşebilir. Doktorun tanı ve tedavinize dair sizinle paylaştıklarının tamamını hatırlamazsanız, yanınızdaki kişi bu konuda size sonradan destek olabilir. Hatta bir yandan doktorunuzla konuşurken bir yandan yazmak zor olacağı için yakınınız sizin için doktorunuzun söylediklerini not alabilir. Sizi tanıyan, yaşadığınız sağlık sıkıntılarını bilen biri, siz doktorunuza probleminizden bahsederken eksik ya da yanlış hatırladığınız detaylar konusunda da size yardımcı olabilir. Öte yandan, olumsuz gelişmeler konusunda da size duygusal destek sağlayabilir.
Kendinize teşhis koymayın
Eğer, semptomlarınızı ya da yaşadığınız sıkıntıları internette aratmak ve kendi kendinize teşhis koymak gibi bir alışkanlığınız varsa, en başta kendi iyiliğiniz ve sağlığınız için bu alışkanlığınızı terk etmeniz en iyisi olacaktır. Ancak, yine de deneyimlediğiniz sağlık problemi ile ilgili internetten birtakım araştırmalar yaptıysanız edindiğiniz bilgilerin kafanızı kurcalamasına izin vermemeniz önemli. Aksi halde, doktorunuzla konuşurken kendinizi ve yaşadığınız rahatsızlıkları en doğru şekilde anlatmaya odaklanmak yerine, öğrendiğiniz teşhislerden hangisinin size uygun olduğunu bulmak için yanıltıcı, kafa karıştırıcı bilgiler paylaşabilirsiniz. Örneğin, ‘şöyle bir sorunum var, kendimi böyle hissediyorum’ gibi net açıklamalar yapacakken ‘şu semptomun bu hastalıkla ilgili olabileceğini okudum’ ya da ‘benim belirtilerim en çok şu hastalıkla uyuşuyor’ gibi cümleler kurarsanız bu, hem doktorunuzun sizi anlamasını geciktirecek hem de randevu zamanınızı verimsiz kullanmanıza neden olacak. Benzer bir şekilde yakın çevrenizden bildiğiniz rahatsızlıklar ile de kendi deneyiminizi karıştırmamanızda da fayda var. Tüm bunlar yanıltıcı olabilir ve doktorunuzla sağlıklı bir iletişim kurmanıza engel olacağı için doktorun sizi anlamamasına neden olabilir.
Dürüst olun
Kendinizi doktorunuza anlatırken ve yaşadığınız sağlık problemlerini doktorunuzla paylaşırken, dürüst olmanız çok önemli. Utandığınız, sıkıldığınız ya da kendinizi kötü hissettiğiniz için gerçekleri saklamak ya da çarpıtmak, iyileşme sürecinizi uzatmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Örneğin, yaşadığınız bir semptomun şiddeti 3 ise, doktorunuz tarafından ‘daha fazla ilgi görmek’ için 10 demeyin. Ya da bir yetişkin olarak kendinize ‘yakıştıramadığınız’ ya da utandığınız bir semptomu gizlemeyin. En doğru tanı ve tedavi için yaşadığınız sıkıntılar ne ise doktorunuza birebir doğruluğu ile aktarın. Sırtınız ağrıyorsa ve günler önce düştüyseniz bunu söyleyin. Alerjiniz varsa ve size iyi gelmediğini aslında fark etmiş olmanıza rağmen yemeye devam ettiğiniz bir gıda varsa bunu paylaşın. Ailenizde olası sağlık sorunu ile ilgili bir geçmiş varsa doktorunuza söyleyin. Ne bir eksik ne bir fazla, doktorunuza tamı tamına şikayetlerinizi anlatın.
Detaycı sorular sorun
Doktorunuzla en sağlıklı iletişimi kurabilmek ve hem anlaşıldığınızdan emin olmak hem de doktorunuzun teşhis ve tedavisini daha iyi anlamak için detaycı sorular sormayı ihmal etmeyin. Örneğin; tamamen iyileşecek miyim yoksa sürekli sürdürmem gereken bir tedavi mi, bu söylediğinizi daha basit bir şekilde açıklayabilir misiniz, bu konuda biraz daha ayrıntı verebilir misiniz, hangi durumlarda endişelenmeli miyim, acil bir durumda size ulaşabilir miyim, verdiğiniz ilaçla ilgili bir komplikasyon yaşarsam ne yapmalıyım gibi aklınızda rahatsızlığınıza dair hiçbir şüphe kalmayıncaya dek tüm sorularınızın cevaplarını alın.
Duygu ve düşüncelerinizi açıkça ortaya koyun
Doktorunuzla sağlıklı bir iletişim kuramadığınızı, kendinizi doğru anlatamadığınızı ya da bir türlü anlaşılamadığınızı hissediyorsanız, tedavinizin en doğru şekilde ilerleyebilmesi için bu durumu çok geçmeden doktorunuzla konuşmanızda fayda var, ancak çok aceleci davranmadığınızdan da emin olun. Daha ilk muayeneden ya da seanstan çıktığınızda doktorunuzun sizi anlayıp anlamadığı ile ilgili yorum yapmak için aceleci davranmayın. Ancak, sürecin ilerleyen zamanlarında hala aynı duyguyu hissediyorsanız, örneğin 2. Ya da 3. Görüşmenizden sonra, bunu doktorunuzla paylaşın ve açıkça sorunuzu dile getirin. “Kendimi yeterince iyi ifade edemediğimi düşünüyorum, beni yeterince iyi anlamamış olabileceğinizi hissediyorum, kaygılarımın küçümsendiğini seziyorum” gibi ‘ben’ dilini kullanarak yaşadığınız sıkıntıyı doktorunuzla paylaşın.
Şikayet prosedürlerini takip edin
Eğer, doktorunuzla yaşadığınız sıkıntıyı dile getirmenize rağmen hala bir şeylerin çözülmediğini hissediyorsanız; anlaşamıyorsanız, sağlık durumunuzla ilgili bir ilerleme kaydedemiyorsanız, sorunlarınızın göz ardı edildiğini, semptomlarımızın küçümsendiğini hissediyorsanız ya da ‘yıldızınız bir türlü barışmadıysa’ o zaman sürece aynı şekilde devam etmenizin kimseye bir faydası yok. Doktorunuz tarafından ‘alaycı bir tavırla’ ağırlandığınızı, sizinle gerçek anlamda ilgilenmediğini, kısacası, doktorluk meslek etiğine ters düşen herhangi bir davranışla karşılaştığınızı düşünüyorsanız, ilgili sağlık kurumunun şikayet prosedürünü takip edebilir, durumu rapor edebilirsiniz.
Öte yandan, böylesi bir sıkıntı yoksa ama yine de mevcut doktorunuzla sürece devam etmek istemiyorsanız, doktorunuzu değiştirmeniz ve süreci farklı bir uzmanla ilerletmeniz daha sağlıklı olacaktır.
İlginizi çekebilir: Sağlıklı iletişim nedir: İletişimin 4 boyutu ve etkili iletişim stratejileri