Yalnız hissettiğinde, mutsuzken, umutların tükendiğinde… Kimlere, ne zaman aşık oluyoruz?
Olasılıkların bizi en korkuttuğu zamanlarda aşık oluyoruz.
Aşık olduğunuz zamanları bir düşünün; hayatınız nasıldı, mutlu muydunuz gerçekten? İnsan mutluyken aşık olmuyor, iş hayatında terfi alamadıysa, evliliği kötü gidiyorsa, iflas ettiyse, ailevi sorunlar kayıplar yaşıyorsa ya da artık hayatı onu tatmin etmiyorsa, aşka daha kolay kapılabiliyor. Hayata dair beklentileri arttığında, eksikliğini hissettiği duyguları, özlediği hayatı ona yaşatacağına inandığı kişilere çekiliyor. Aslında, mutsuzluğu sihirli bir değnekle yok etme hayali aşk. Kısa yoldan zengin olma isteği, sonunda nasıl başarısızlıkla sonuçlanıyorsa, kısa yoldan mutlu olma hayali de acıyla bitiyor genelde. Aşk, Pandora’nın kutusunu açar, içinden kapanmayan yaralar çıkar.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Elif Aşar (@astrolojivera)’in paylaştığı bir gönderi
Bütün aşklar tatlı başlar ama eninde sonunda, seni çözemediğin acılarınla yüzleştirir. İki insanın mutsuzluğundan uzun vadede olumlu bir sonuç çıkmıyor, bu yüzden; insan mutsuzluğunu son raddeye gelmeden önce fark etmeli ve bir çaresine bakmalı. Mutluluğu önce kendi içinde yaratıp, sonra sabırla emek vererek bir insanı zamanla tanımalı.
Her aşkla, insan geçmiş yaraları tekrar eder, böyle iyileşir. İyileşmek için kaç tekrar gerekir, orası kişiye göre değişir. Belki de insan aşık olduğunda, “aşık oldum” değil, iyileşme sürecine girdim demeli. Psikoloji aşkın nedenlerini böyle görüyor.
Astroloji ise bu durumu ruh eşi ve ruh ikizi göstergeleriyle açıklıyor. Sonuçta bu yerleşimler de yarım kalmış hikayeleri, yaraları ve yapılacak yüzleşmeleri sembolize ediyor. Çiftlerin sinastri haritaları incelenerek aralarındaki hikaye, karma, hayatlarının kesişme nedeni ve bu yolculuğun süresi hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz.
İlginizi çekebilir: Büyük su üçgeni: Mars, Venüs ve Neptün