Bugün biraz ortaya karışık konular…
İçindekiler
Yaranmak ya da yaranamamak
Geçen haftaki yazının ardından o kadar çok mail geldi ki o zaman anlayabildim birilerinin damarına bastığımı, -mış gibi yapma sularına girdiğimi. Meğer ne çok kişi muzdaripmiş aynı durumdan. Erkekler kızların onlarla her şeyi yapmak isteyip sonra da söylenmelerinden, kızlar ne yapsalar bir türlü yaranamamaktan şikayetçi. Hayır, niye ille de birine yaranmamız gerekiyor onu anlayamıyorum. Bir şey istenerek yapılıyorsa sıkıcı olmaz zaten, istenmiyorsa da, istenilen şey itinayla aranmalı ve bulunmalıdır. Benden tavsiye beklediklerini yazmışlar mail atanlar ama kendi deneyimlerimden bahsedebilirim sadece, bilemem kimin ne yapması gerektiğini. İstemediğimi yapmıyorum, karşımdakiyle gerçekten o anda, orada, o şeyi yapmak istiyorsam yapıyorum. “Ben bunu neden yapıyorum ki şimdi?” “Neden buradayım sahi?” “Yanımdakiyle işim ne?” sorularına yer yok hayatımda. İşte bu kadar! Kendiniz olun sadece, eğer bulabildiyseniz kendinizi.
Başka türlü bilirdik havuz problemini
Dün sosyal medyaya düşen bir duyuru, gündemin bir süre meşgul çalmasını sağladı. Duyuruda, köklü üniversitelerden birindeki havuzun, hocalar erkek olduğu için belirli saatlerde kadınlar tarafından kullanılmaması ‘rica ediliyordu’ demek isterdim ama ‘kullanamayacaklardır’ kelimesi pek ricayı çağrıştırmıyor gibi. Tepkiler üzerine “Aman da yanlışlıkolmuş, işte de kaldırıyoruz duyuruyu.” dediler ve kaldırdılar. Aynı zihniyet geçen sene de yayınlamış benzer bir yazıyı ve tepki gelince yine anlamış yanlış yaptığını. Açıkçası, ben böyle bilmezdim havuz problemini ve mühendislik eğitimi verilen bir üniversitede, bildiğim gibi olanının konuşulması gerektiğini zannederdim, yanılmışım. Siz istediğiniz kadar bizi spordan soğutmaya, kadınla erkeği birbirlerine öcü gibi göstermeye devam edin, seviyoruz birbirimizi de, birlikte spor yapmayı da.
Yoldan gönüllü çıkanlardan mısınız?
Pek severiz en ufak bir hatada söylenmeyi, hata bulabilmek için didiklemeyi, bulunca cımbızla çekip, ortaya sermeyi. Futbol dışında ‘gelişmiş’ bir spor kültürümüz bulunmadığından, diğer dallarla ilgili organizasyonlar yeni yeni gelişiyor. İlgi arttıkça, etkinlikler de artıyor haliyle. Daha önceki bir yazıda konuyla ilgili uyarıda bulunmuştum; yeni koşmaya başlayıp, her yarışa girmek isteyenlere. Benim de hoşlanmadığım şeyler oluyor elbet. Koşuyorum, sonra da rahatsızlık duyduğum her ne ise anında bildiriyorum organizasyon sahiplerine. Bu şekilde gelişebiliriz; bir takım emekleri yok sayıp, dedikodu yaparak değil.
Yol koşusu düzenlemek de kolay değildir eminim ki ama arazi koşuları kat be kat daha fazla emek istiyordur diye düşünüyorum. Eğer neler yaşandığını merak ediyor, işin perde arkasını görmek istiyor, cumartesi gününüzü farklı bir şekilde değerlendirmek istiyorsanız 21 Haziran’da başlayıp, 24 saat sürecek olan yarışta gönüllüolarak görev almaya ne dersiniz? Bol oksijen, bol eğlence garanti…
Ben de oralarda olacağım, görüşürüz.
Son söz: İçinden hareket geçen her konudaki mailinizi bekliyorum: [email protected]
Koşmaya karar vererek bana ulaşan ve buluşup konuştuğum kişiler koşmaya başladılar mı merak ediyorum. Bir haber edin, olur mu?
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.