Yiyecek-içecek alışverişi bazen bunaltıcı olabiliyor, özellikle de hazırlanmamışsam. Ya çok acıkmış oluyorum ve gereksiz ne varsa sepetime dolduruyorum ya da yorgun ve havamda değil isem, boş boş reyonlar arası dolaşıp, az biraz gereksiz şeyler alıp alışverişi bitiriyorum. En iyisi bir alışveriş listesi hazırlamak ve tok karnına yola çıkmak!
- Haftalık menü hazırlayın. (İnternet üzerinden hazır menülere ulaşabilirsiniz.)
- Haftalık alışveriş yapın. (Hem gıdalarınız taze olacak hem de dolabınızda gereksiz yiyecekler olmayacak.)
- Hazırladığınız menü ve tariflerin içeriklerini listeye dökün: Alın size haftalık alışveriş listesi.
- Pazar ya da markette listenize sadık kalın.
- Organik ve taze reyonları gezin.
- Paketlenmiş ürünleri satın alırken öncelikle nasıl üretildiklerini incelemek gerek. Bunun için de paketlerin üzerindeki bilgileri, içindekiler kısmını iyice okuyun. Ne de olsa o ambalajın içindekiler yakında sizin içinizdekiler olacak.
- Üretim ve tüketim tarihlerine mutlaka bakın.
- Alışveriş sırasında kendinizi taş devrindeki bir kadın/erkekmişsiniz gibi düşünün: “O dönemde yaşıyor olsaydım, ne yerdim? Bu aldığım gıdanın vücuduma ve bana nasıl bir faydası olacak? Bu, rafta/ambalajda durduğu gibi vücudumda da iyi duracak mı?”
İçindekiler
Sebze ve meyve seçerken nelere dikkat edilmeli?
Sebze ve meyve alışverişi yaparken, canlı ve renklerini korumuş olan sebze ve meyveleri seçin. En önemlisi, kesinlikle sezonunda ve organik olarak yetiştirilmiş olanları alın.
Domates: Ağır, kırmızı ve kabuğu ince olanı tercih edilmeli. En lezzetli domates, güneşte olgunlaşan ve yaz aylarında toplanan domatestir. Olgun ve iyi domatesin tepe kısmının çevresinde hafif yeşil çizgiler olur.
Salatalık: İyisi kısa, parlak ve kalem gibi dümdüz olmalıdır. Ne kadar büyürse o kadar yumuşar, tatsızlaşır. Pütürlü salatalık iyi değildir. Sapı yeşilse salatalık tazedir.
Ayva: Sapsarı olmalı ve kokusunu dışarıya vermeli. Koklanarak seçilebilir.
Patlıcan: Simsiyah olmalı ve tutulduğunda ele renk vermemeli. Dışa renk vereni ilaçlanmıştır.
Üzüm: Sapı mutlaka yeşil olmalı. Beyaz üzüm biraz sarımsı görünmeli, siyah üzüm de simsiyah olmalı. Üzümün sapı yeşil değilse taze değildir.
Armut: İyi armudun rengi tam sarıdır ve serttir.
Kayısı: Kalitelisi serttir, kızarıktır ve ele alındığında ağır olduğu hissedilir.
Çilek: Çileğin iyisi, düzgün görünümlü olanıdır. Olgunlaşmış çilek yenilmelidir. Olgunlaşmamış çileğin aroması azdır ve serttir. Çileğin güneşte az duranı makbuldür.
Portakal: Kabuğu ince ve parlak olanı tercih edilmelidir.
Yiyecekler organik mi hormonlu mu nasıl anlayacağız?
Domates: Domates kesildiğinde içi fazlaca boşsa, meyvenin ucunda sivri çıkıntılar varsa ve yuvarlak yapısından farklı bir şekle sahipse hormonlu olduğundan şüphelenebilirsiniz. Ayrıca hormonlu domateslerde dik kesildiğinde ortasında beyaz ve sert bir tabaka görülür.
Salatalık: Şekilsiz, bir ucu kalın bir ucu ince veya yan yana yapışık meyvelere dikkat edin. İçleri adete sünger gibi, çekirdek evleri de kof bir yapıya sahiptir. Tatlarında farklılıklar ve lezzetsizlik vardır.
Biber: Aşırı büyük ve etli bir görünüme sahiptir. Çekirdek etrafı boş, etli kısmında domatesteki gibi beyaz ve sert bir doku görülür.
Patlıcan: Şekli bozuktur, kenarda şişlikler görülür. Yan yana yapışıktır, etli kısmı sünger gibi kof olur.
Patates: Şekilsiz ve yumruları birbirine yapışıktır. Patateste aşırı gübre ve hormon kullanılırsa içinde kararmalar görülür.
Çilek: Aşırı büyük, çift yapışık ve içleri boştur.
Karpuz: Hormonlu karpuzların çekirdek evleri boştur. Yendiği zaman aşırı nişasta kokusu verir.
Protein deposu fasulye
Fasulye kuvvetli bir besindir. Tam bir protein deposu olan fasulye A,B,B2, B9,C ve vitaminleri ile demir ve magnezyum mineralleri açısından da zengindir. Ayrıca, B5 vitamini ve kalsiyum içerir. Lif açısından da zengindir. Kuru fasulyede %25 protein vardır. Bu, etin yerini tutar, karbonhidrat ise, % 50 dir. Taze fasulyede protein % 9,6 kadardır, karbonhidrat ise % 6,7. Fasulyede yağ pek azdır. Bir tek Dermasan fasulye yağ bakımından zengindir. Yağ yapımında kullanılır. Fasulye potasyum, kükürt, fosfor bakımından da zengin bir sebzedir.
Tazesiyle kurusuyla mükemmel bir besin olan fasulyelerin ana yurdu Orta Amerika’dır. On altıncı yüzyılda Avrupa’ya getirilip oradan tüm dünyaya yayılarak yetiştirilmeye başlanan fasulyelerin sağlığımıza yararları şu şekildedir:
Kanser: Fasulyeler, yüksek oranlı antioksidan içerirler. Bu da bedenin kansere yakalanma riskini azaltır.
Kalp: Kalp hastalıklarına karşı korur. Günlük 12-33 gram lif alımının kan basıncını düşürdüğü gözlenmiştir. Ayrıca lifli gıdanın kalp krizi ölümlerini yüzde 27 azalttığı biliniyor.
Yüksek Tansiyon: Potasyum oranı yüksek olduğundan günlük ve düzenli olarak tüketildiklerinde yüksek tansiyonu düşürmektedir.
Kolesterol : Kandaki kötü kolesterol düzeyini önemli ölçüde düşürürler. ABD’de son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalarda, diyetlerinde düzenli olarak çeşitli fasulyelere yer veren kişilerin, üç haftalık böyle bir diyetten sonra kötü kolesterol düzeylerinde %19’lara varan düşüşlerin yaşandığını saptamıştır.
Şeker Hastalığı: İnsülin ve kan sekeri düzeyini kontrol altında tutarak seker hastalarına yardımcı olurlar.
Kansızlık : Demir oranları yüksek olduğundan kansızlığı çok iyi gelir.
Kabızlık / Hemoroit : Zengin lif içeriğiyle fasulyeler, kabızlığa çok iyi gelir, ayrıca kalınbağırsak ve hemoroit sorunları çekenler de fasulyelerden yararlanmalıdır. Mide ince ve kalın bağırsağı tedavi eder. Lifler kalın bağırsakta mayalanır ve kalsiyum gibi önemli minerallerin emilimine yardımcı olur.
Fasulye çeşitleri
Kırmızı (Böbrek) Fasulye – Koyu kırmızı renktedir ve yoğun bir tadı vardır. Oldukça sert olan bu fasulye piştikten sonra da rengini ve şeklini korur. İyi pişirilmeleri gerekir, çiğ halinde bir çeşit toksin bulunur.
Kırmızı (Japon – Adzuki) Fasulye – Tatlı, çerezimsi ve et kıvamında bir tadı vardır. Küçük ve bir ucunda noktası olan fasulye türüdür.
Benekli (pinto) Fasulye – Benekli bir fasulye türüdür. Piştikten sonra beneklerini kaybederler ve pembemsi bir renge dönerler.
Siyah Fasulye – Yumuşak ve kıvamlı bir tadı vardır. Yoğun bir yapıya sahip olduklarından baharatlı ve acı tozlara uyum sağlarlar. Kaplumbağa fasulyesi olarak da adlandırılırlar.
Nohut – Lezzetli, çerezimsi bir tadı vardır. Çok haşlanıp, blenderdan geçtiğinde kremalı bir tat verirler.
Soya Fasulyesi – Alımını yaparken en çok dikkat etmemiz gereken fasulye türüdür. En fazla genetikleri ile oynanarak üretilen sebze olduğundan, kendisinin ve türevlerinin (soya sütü gibi) muhakkak organik olduğundan emin olmalıyız.
Siyah Soya Fasulyesi – Düşük karbonhidratlı ve normal soya fasulyesine göre daha iyi tadı olan bir fasulyedir. Pişirirken muhakkak bir tutam tuz atın, yoksa ikiye bölünüyorlar.
Barbunya Fasulyesi : Taneleri dolgun, makbul besleyici bir fasulye türüdür. Tazesinden çok kurusu yenir.
Kuru Fasulye: Fasulye bitkisinin beyaz tohumudur. Lif açısından çok zengindir.
Çalı Fasulyesi : Enli yassıdır. Baharda önce bu tür yetişir.
Şeker Fasulyesi : Tatlı bir fasulyedir. Tazesi yenildiği gibi kurusu da yenir. Yemeklerin başlıcaları arasında yer alır.
Ayşe Kadın : Lezzetli bir fasulyedir. Kılçıkları yoktur. Konserve en çok bu türden yapılır.
Feraset Fasulyesi : Daha çok Bursa dolaylarında, sırıklarda yetişir, sarımtırak bir fasulyedir.
İlginizi çekebilir: Makrobiyotik beslenme 4: Mutfağınızda neler olmalı, neler olmamalı?