‘‘Stresli olduğumda yemek yerim’’, ‘‘Bazen neden olduğunu bilmeden kendimi yemek yerken bulurum’’. ‘‘Yalnız hissettiğimde yemek bana arkadaşlık eder’’. ‘‘Pek çok kez diyete başladım ama hep yarım kaldı’’, ‘‘Her şeyi denedim kilo vermeyi başaramadım’’.
Çoğu zaman yemekyemek kişinin mutsuzluk ve kaygı duygularını hafifletmek için kullandığı bir araç olur. Ancak bu asıl sorunu el almak ve çözümünü aramak yerine kişinin kendini oyalamasıdır. Kişi kısa vadeli olarak, o an yemek yiyerek rahatlatsa da uzun vadede yoğun bir suçluluk duygusu hisseder.
Kişinin yemek yeme düzeni ile duyguları arasında bir etkileşim vardır. Kişi hayatında çeşitli besleneme uzmanlarına, hekimlere gitmesine rağmen kilo vermekte zorlanıyorsa ya da bir süre beslenme programına uyup daha sonra motivasyon kırıklığı ile beslenme düzeninde aksaklık yaşıyorsa, kilo vermeyi engelleyen psikolojik nedenler olup olmadığı araştırılmalıdır.
Bir kişi stresle baş etmediğinde yemeğe başvuruyorsa, kendisi için en uygun beslenme programı hazırlansa dahi bu programa uyamayabilir ve diyet bozulur. Bozulduktan sonra da yoğun bir pişmanlık duygusu kişinin kendini suçlu hissetmesine sebep olur. Bunu ‘‘Diyete hiçbir şekilde uyamıyorum zaten’’, ‘‘Ne yaparsam yapayım kilo veremiyorum’’ şeklinde düşünceler takip eder. İnançsızlık ve çaresizlik duygusu motivasyon kırıklığının ve diyet yapma sürecinin yarım bırakılmasının en temel sebeplerindendir.
Kilo Verme Sürecinde Psikolojik Destek Ne İşe Yarar?
Araştırmalar, kişilerin kilo verme ve verilen kiloyu koruma sürecinde psikoterapiden büyük yarar sağladıklarını göstermektedir. Yurt dışında pek çok ülkede beslenme uzmanları ve psikologlar birlikte çalışmaktadır. Bu şekilde daha kontrolü ve daha düzenli bir kilo verme süreci oluşturulur.
Bir kişiyi aşırı yemeye iten faktörler kişi kilo kaybetme sürecindeyken de mevcuttur. Bu nedenle kişinin sadece kilo verme programına girmesi yeterli değildir. Kişiyi yemeye iten faktörlerin saptanması ve giderilmesi de gerekir. Kişiyi yemek yemeye iten faktörler saptanır ve düzeltilirse kişi kilo vermeyi ve onu korumayı bir yaşam şekli olarak benimseyebilir. Psikoterapiöğretici bir süreçtir ve kişinin kilo verme sürecinde pek çok beceri edinmesini sağlar. Kişinin yemesine sebep olan duygusal sebepler saptanıp ortadan kaldırılmadıkça kilo verme süreci hayat boyu devam edebilir.
Psikolojik destek ile stresle ve gündelik hayattaki olumsuzluklarla nasıl başa çıkılacağının öğrenilmesi, kaygı yaratan tetikleyicilerin belirlenmesi, kişiyi mutsuz eden faktörlerin saptanması, ifade edilmeyen duygular (öfke, kızgınlık, mutsuzluk), özgüven eksikliği, iletişim ve ilişki sorunlarının nasıl ele alınacağının üzerinde çalışılır. Ayrıca yemek yeme düzenini yani sağlıklı beslenmeyi bir hayat biçimi haline getirebilmek için bazı davranış değişiklikleri üzerinde çalışılır.
Kilo verilirken hedeflerin belirlenmesi büyük önem taşır. Motivasyon, diyetin sürmesi için sahip olunması gereken en temel kaynaktır. Motivasyonun azalması nedeniyle diyetin yarım bırakılması kişinin başarısız hissetmesine neden olur. Bu nedenle motivasyonu kıran faktörlerin saptanması ve çözüm bulunması önemlidir. Psikolojik destek motivasyonun geri kazanılmasını sağlayabilir.
Özetle olumsuz duygu ve düşünceler kişinin yemek yemeye yönelmesine neden olabilir. Stresle baş etmeyi öğrenmek, yemeğin bir baş etme yöntemi olarak kullanılmasını engeller. Duyguların farkına varmak ve ifade edebilmek yemek yemeyi de kontrol edebilmeyi sağlar. Bütün bu süreçlerde psikolojik destek oldukça faydalıdır.
Tekrarlanan ve sonuç alınamayan diyetlerde psikolojik destek kişinin kilo verme sürecini kolaylaştıracağı gibi süreci de kısaltır ve daha kalıcı sonuçlara ulaşılabilir.