Güneşli, sıcak bir günde hiç aklınızda yokken, birden neden uyumak istediğinizi hiç düşündünüz mü? Ya da yazın uzanmış bir şeyler okurken ‘Şöyle bir kestireyim’ deyip neden hızlıca öğlen uykusu moduna geçtiğinizi? Genellikle İspanya, Latin Amerika ya da İtalya gibi sıcak ülkelerde görmeye alışık olduğumuz ‘siesta’, yani öğlen uykusu, kültürel bir normdan çok daha fazlası olabilir mi? Bilime göre evet. Yapılan birçok araştırma, sıcakların uykumuzu getirdiğini doğruluyor; hatta, sıcaklarda uyumaya programlanmış olabileceğimizi bile söylüyor. Yani; siestaların altında aslında kültür değil; belli ki biyoloji yatıyor. Peki, nasıl? Gelin, sıcaklarda neden uyku isteğimiz artıyor birlikte bakalım. İşte sıcaklarda uykulu hissetmemizin nedenleri…
Sıcaklık, yemek yeme, aktif kalma, uyku-uyanıklık döngülerine kadar insan davranışlarının tamamı üzerinde etki sahibi. Yaz gecelerinde uyumakta zorlanmamız, kış günlerinde yataktan çıkmak istemeyişimiz, hepsi aslında tahmin edebileceğimiz üzere sıcaklıkla yakından ilişki. Duyusal nöronlarımız ile yaşamsal faaliyetlerimizin döngüsünü takip eden nöronlarımız arasındaki bağlantı tam olarak anlaşılamadığı için birçok bilim insanı, sıcaklık ve uyku ilişkisini açıklamakta zorlanıyor olsa da bu konuya açıklık getiren bazı çalışmalar bulunuyor.
Nörobiyoloji DoçentiMarco Gallio, sıcaklık değişikliklerinin hem insanlarda hem de hayvanlarda davranışları şekillendiren önemli bir değişken olduğuna dikkat çekiyor ve değişen sıcaklıklarla uyumlanmak için vücudun adeta sinyal verdiğini belirtiyor. Gallio “Nasıl ki, soğuklar geldiğinde bir ayı bütün kışı uyuyarak geçiriyorsa; farklı canlılar da uyku ve sıcaklık ilişkisine dayanan davranışlar sergileyebiliyor.” diyor ve bu konuda önemli bir araştırmaya öncülük ediyor: Meyve sineklerinin öğlen uykusu.
İçindekiler
Biyolojik programlanma
Sıcaklık ve uyku ilişkisini incelemek için Marco Gallio ve Northwestern Üniversitesi nörobiyologları tarafından yürütülen, Current Biology Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre meyve sineklerinin gün ortasında uyumaya programlı oldukları ortaya çıkıyor. Hatta, araştırma sineklerin en sevdikleri sıcaklık seviyesinin insanlarınkiyle benzer olduğunu da bulunuyor. Bu nedenle, araştırmacılar tıpkı meyve sineklerinin uyumaya programlı olmaları gibi insanların da sıcak havalarda uyumaya meyilli olmalarının altında biyolojik faktörlerin olabileceğini ileri sürüyorlar.
Bu araştırmadan elde edilen veriler ışığında sıcaklık ve uyku ilişkisini ele alan farklı araştırmalar da inceleniyor ve ısı hakkında bilgi alan beyin nöronlarının uykuyu düzenleyen daha geniş bir sistemin küçük bir parçası olduğunu bulunuyor. Diğer bir deyişle sıcaklığı algılayan ve uykudan sorumlu olan nöronlar, aynı sistemin içinde işlemeye devam ediyor. Bu nedenle, birbirleriyle yakın ilişki içerisinde bulunuyorlar. Gallio’ya göre ısının davranışlar üzerinde daha farklı etkileri de olabileceğinden bu konu, sıcak ve soğuk döngülerine dayalı evrimsel süreçleri de yansıtabilir; bu nedenle araştırılmaya devam edilmelidir.
Tıpkı meyve sineklerin gün içinde en yüksek sıcaklığın olduğu öğle saatlerinde uyumaya programlı olmaları gibi evrimsel açıdan biz insanların da sıcak havalarda uyumaya biyolojik olarak programlanmış olabileceklerinin yanı sıra farklı etkenler de sıcaklarda daha uykulu hissetmemize neden olabiliyor. Dehidrasyon, terleme, tansiyon ve melatonin de sıcaklardaki halsizlik, yorgunluk ve uyku isteğini açıklamak için kullanılıyor.
Dehidrasyon
Çoğu zaman sıcak havalarda bizi uykulu hissettiren ısı değil, dehidrasyondur. Hava sıcak ve nemli olduğunda, vücut terleme şeklinde hızla tuz ve sıvı kaybeder ve bu da kısa sürede dehidrasyona neden olur. Dehidrasyon da yorgunluk ve uyku halini açığa çıkarır. Bu nedenle özellikle çok sıcak havalarda su tüketimini artırarak dehidrasyonu önleyebilirsiniz.
Terleme
Vücudun kendini serin tutma mekanizması vardır; vücut ısısını düzenlemek için ter bezleri aracılığıyla ısı verir, bu nedenle de terleriz. Terlediğimizde ise enerji kaybettiğimiz için yorgun ve uykulu hissederiz. Bu nedenle vücut ısısını sabit tutmak, aşırı terlemeyi engellemek yaz aylarındaki yorgunluk hissinin önüne geçerek enerjimizi artırabilir.
Tansiyon
Sıcak, kan basıncını düşürür. Kan basıncı düştüğünde ise vücut yorgun hissetmeye başlar; çünkü beyne daha az kan gider ve vücut uyanık, dinç kalmak için ekstra çaba harcamak zorunda kalır. Bu nedenle sıcaklardan korunmak, kan basıncını dengeleyerek vücudun enerji ve zindeliğini canlı tutmak için önemlidir.
Melatonin
Sıcak yaz günlerinde güneşe maruz kaldığımızda, vücut uyku hormonu olarak da bilinen melatonini üretmeyi durdurur. Güneşten uzaklaşıp gölgeye geldiğimizde ise melatonin üretimine devam eder; üstelik üretemediği zamanı da üzerine ekleyerek. Bu nedenle yorgunluk ve uyku hali oluşur. Güneşin cilt için zararlı olan etkilerinin yanı sıra hormon dengesine de zarar vermesinden dolayı, özellikle sıcak yaz günlerinde güneş ışınlarına çok fazla maruz kalmamak önemlidir.
Kendinizi güneşe maruz kalmaktan ve dolayısıyla aşırı sıcaklardan koruyarak uyku hali ve yorgunluğunuzun bir kısmını hafifletebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Sıcak havalarda beslenme konusunda dikkat edilmesi gerekenler