Türkiye ne yer, ne içer: Metro Türkiye ve KONDA’nın araştırması neler söylüyor?

30 yılı aşkın bir süredir Türk mutfak kültürünü koruma ve gelecek nesillere aktarma amacıyla çalışan Metro Türkiye, KONDA iş birliği ile gerçekleştirdiği “2022 Yeme-İçme Araştırması”nın sonuçlarını açıkladı. Tüketicilerin tutum ve davranışlarını paylaşarak yeme içme sektörüne yol göstermeyi ve kamuoyunu aydınlatmayı amaçlayan Metro Türkiye, araştırmada; alışveriş tercihlerini, sağlıklı beslenme eğilimini ve evde ve restorandaki yeme içme alışkanlıklarını detaylı bir şekilde mercek altına alıyor.

Tüm Türkiye’deki farklı kesim tüketiciler ile yapılan bu araştırmaya göre artık restoranlara gitmek bir deneyim ihtiyacı. Tüketiciler en çok yeni tatlar keşfetmek ve özel lezzetler deneyimlemek istedikleri için dışarıda yemek yiyor. Aile ve arkadaşlarla kutlama yapmak, keyifli vakit geçirmek de sosyalleşme ihtiyacı olarak her zamanki gibi tercihler arasında üst sıralarda yer alıyor.

Tüketicilere ne yemek istedikleri sorulduğunda ise sağlıklı beslenme öne çıkıyor. Sağlıklı tabaklar görmek isteyen tüketiciler en çok şeker, tuz ve yağ kullanımını azaltıyor. Diğer yandan Türk mutfağının geleceğe aktarılmasında önemli bir adım olacak şekilde yerel ve yöresel ürünlere olan talep de artıyor. Her 4 kişiden 1’i yerli, toplumun yarısından fazlası da yöresel ürünlerimizi tercih ediyor.

İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Sevgililer Günü hediyesi: Partner Pilates – Video

Dışarıda yemek yemeyi tercih etmeyen tüketicilerin evi tercih etmesinin en büyük sebebi, restoranlarda sağlıklı gıdaların kullanılmadığına dair algı olduğu öne çıkıyor.

Araştırmadan öne çıkan sonuçlar

  • Araştırmaya göre tüketicilerin 10 kişiden 8’i gıdayı gezerek, görerek ve seçerek almak istiyor.
  • Her 4 kişiden 1’i alışveriş yaparken ürünün yerli olmasına dikkat ediyor, her 2 kişiden 1’i ise sepetinde yöresel ürün tercih ediyor.
  • Tüketicilerin yarısından fazlası, ne yiyeceklerine karar verirken sağlıklı beslenme tercihi olduğunu belirtiyor.Araştırmaya göre beslenmelerinde şekeri azaltanların oranı %35, tuzu azaltanların oranı %27 ve yağı azaltanların oranı ise %19.
  • Tüketiciler en çok gündelik bir ihtiyaç olarak dışarıda yemek yerken, sosyalleşme ihtiyacı ise ikinci sırada yer alıyor. Ayrıca yeni bir lezzet denemek için dışarıda yemek yiyenlerin oranında yaklaşık %60, ödül/kutlama nedeniyle dışarıda yiyenlerin oranında ise %90’lık bir artış var.
  • Dışarıda en çok %20 oran ile kebap, %19 oran ile döner ve %9 oran ile fast food yemekten hoşlanıyoruz.
  • Dışarıda kahve içme oranlarına sık sık ve her zaman diyenlerin oranı ise 2017’ye kıyasla %50 artmış durumda.
  • Tüm Türkiye’nin en sevdiği yemeklere bakıldığında ise ilk sırada dolma ve sarma geliyor. İkinci sırada ise döner, lahmacun, pide, çiğ köfte yer alırken devamında kuru fasulye, kırmızı et ve yöresel yemekler bulunuyor.
  • Her 10 kişiden 8’i evde ihtiyaç fazlası bulunan ve pişmemiş gıda ürünlerini bozulmadan değerlendirmenin, 9’u ise artan yemekleri değerlendirmenin bir yolunu buluyor.
  • Pandemi döneminde %55 seviyelerine yükselen erkeklerdeki evde yemek pişirme oranı normalleşme ile birlikte %25’lere kadar düşmüş. Evde en çok sebze yemeği (%20) pişiyor, ardından pilav (%12), makarna (%11), bakliyat (%10) ve çorba (%10) geliyor. 2017 yılına kıyasla evde sebze yemeğinde %32 oranında bir artış gözlemlenirken, pilavda %17’lik düşüş, makarnada ise %9’luk bir artış görünüyor.
İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Bu yiyecekler depresyona neden oluyor

Bunlara da Göz Atın

Post navigation

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir