Günün yoğunluğu ve kafa yorgunluğunu atabilmek için yazın Anadolu Yakası sahilinde bol bol bisiklete bindim. Bisiklet seçimimi de uzun araştırmalar sonucunda hafif, fixed gear kadar minimalist, ismi kadar karizmatik ve şık Giant Escape Air’dan yana kullandım. Giant, bu serisi içinde farklı renk seçimleri uygulamış. Benim tercihim elcik ve selesi siyah, kadrosu füme rengi olan modelden yana oldu. Metalik turuncu kadroya da gönlüm kaymadı değil; ancak daha sonra tekerlek kısmında renklendirme işine girebileceğim alternatifleri denemeye karar verdim.
Bisikletimden ve performansından son derece memnunum. Temiz zeminde, spor veya ulaşım amaçlı bisiklet kullanmayı düşünenler varsa, incelenecekler listelerine Giant Escape Air’ı da eklemelerini tavsiye ederim.
İçindekiler
Bisiklete binmek neden bu kadar güzel?
– Mizaç olarak tempoyu sevenlerdenseniz; yürüme mesafesinde olan yerlere bisikletle giderek hem zamandan kazanabilir; hem de endorfin salgılayarak daha neşeli ve mutlu olmanıza katkı sağlayabilirsiniz. Ayrıca araştırmalara göre trafik içinde araç kullanarak varmak istediğiniz yere, bisiklet ile yarı zamanda ulaşabilme şansınız bulunuyor.
– Açık havada egzersiz yapmak daha çok güneş ışığına maruz kalmanızı sağlayacaktır. Bu şekilde biyolojik saatinizi dengeleyebilecek ve vücudunuzda artan stres hormonu kortizolun temizlenmesine yardımcı olacaksınız. Böylece daha derin ve yenileyici bir uyku düzenine de kavuşacaksınız.
– Egzersiz ile hızlanan kan dolaşımı ile hücrelerimize de bol miktarda oksijen ve besin aktarılmış olur ve zararlı toksinlerden arınırız. Egzersiz aynı zamanda kollajen üretimini dengeleyerek deri yüzeyindeki kırışıklıkların azalmasını sağlayacak ve iyileşme sürecini hızlandıracaktır.
– Bisiklet kullanarak sıfır karbondioksit emisyonu sağlarsınız ve çevremizi korumaya yardımcı olursunuz.
– Bisiklet kullanmak kardiyovasküler sisteminizi dengeleyerek daha sağlıklı yaşamanıza destek olur.
– Bisiklet kullanarak sosyalleşebilir; aile ve arkadaşlarınız ile kaliteli ve keyifli zaman geçirebilirsiniz.
İstanbul için alternatif bisiklet rotaları
İstanbul için alternatif olabilecek birkaç bisiklet rotası da paylaşmadan olmaz. Yukarıdaki haritayı daha detaylı incelemek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Bisiklet yollarını gösteren linkteki haritadan; en iyi yol şartları, yol üzerindeki gezi mekanları ve öneriler gibi birçok bilgiye ulaşabilirsiniz.
• Çiftehavuzlar – Caddebostan – Bostancı sahilyolu
• Bostancı – Maltepe – Kartal sahilyolu
• Kadıköy – Moda – Kalamış – Fenerbahçe sahilyolu
• Haliç sahil şeridi turu (Eminönü – Balat – Kağıthane – Karaköy)
• Bakırköy – Zeytinburnu – Samatya – Eminönü sahilyolu
• Beşiktaş – Ortaköy – Bebek sahilyolu
• Bebek – Sarıyer sahilyolu
• Sarıyer- Bahçeköy – Belgrad Ormanı
• Sarıyer – Garipçe (Rumeli Feneri Yolu üzerinden)
• Harem – Üsküdar – Kandilli – Beykoz sahilyolu
• Büyükada
• Heybeliada
Bisiklet Filmleri Festivali (BFF)
Bisiklet kullanımına olan sempatim, 2 senedir severek katılmakta olduğum Bisiklet Filmleri Festivali (BFF) kapsamındaki etkinlikler dolayısıyla da arttı. Geçtiğimiz senelerde, bisiklet kullanımını hayatlarına dahil etmiş kişilerin hikayelerini izleyebileceğiniz Bisiklet Filmleri Festivali kapsamında etkileyici ve ilham veren çalışmalar seyredebilme şansımız olmuştu. İstanbul için Eylül ayı içinde, 4 gün süreye yayılmış sinema, performans, gösteri, yarışma, sergi, müzik gibi birçok disiplini bünyesinde barındıran festival; sporsever ve şehirli bisiklet tutkunlarını bir araya getiriyor. Festivalin temelleri 2001 yılında New York’ta atılmış ve Paris, Londra, Tokyo, Stockholm gibi 20’nin üzerinde şehirde yapılmaya devam ediyor.
İstanbul için küçük bir uyarı
Şehir Planlama yüksek lisansı sırasında almış olduğum Land Use & Transportation (Arazi Kullanımı ve Ulaşım) dersinde İstanbul için mevcut ve planlanan bisiklet yolları konusunu çalışmıştım. Grup arkadaşım Ruben da, Hollanda’dan geldiği şehir olan Groningen’daki bisiklet yollarını (ironiye dikkat!) inceledi ve her iki şehir arasındaki kıyaslama tablosunu oluşturduk.
İstanbul açısından sonuç ilginç ya da ümit vaat edici olmadığı için tek ve uzun bir cümle ile özetliyorum: “İstanbul’daki bisiklet ulaşım sisteminin; şehrin topografik yapısı, yüz ölçümü, toplu taşıma sistemi ile entegrasyonu, nüfusu, sosyolojik yapısı, bisiklet yollarının uzunluğu gibi faktörleri göz önüne aldığımızda; bırakın Hollanda’yı, Türkiye içindeki bisiklet yolu entegrasyonunu nitekim daha fazla sağlayabilmiş Kayseri, Eskişehir gibi örneklerle bile kıyaslarsak hala çok ciddi bir yol kat etmesi gerekmekte.”
Şu anda İstanbul’da “güven” ile bisiklete binmek, sahil şeritleri yakınına konuşlanmış bisiklet yollarından ibaret. Örneğin bisiklet forumlarında birtakım gruplar, hafta sonları Caddebostan’da toplanıp Sabiha Gökçen’e doğru grup halde bisiklet sürüyorlar; ancak belli bir güzergaha kadar bisiklet yolundan gidebilme şansları olmasına rağmen; sonrasında ana yollara çıkmak durumundalar ve can güvenliklerini sağlayabilmek için çok dikkatli olmalılar. Dolayısıyla bisikleti spor ya da ulaşım fark etmez hangi amaçla kullanırsak kullanalım, güvenliğe dair her türlü aksesuarı yanımızdan eksik etmeyelim. Herkese keyifli ve bol pedallar.