Çocukluğunda, parklarda bahçelerde yuvarlanınca hapşırık nöbetine kapılmayan biriyseniz ya da bazı yiyeceklerden, örneğin kividen ya da yer fıstığından uzak durmanız size özellikle tembih edilmediyse, çocukluk dönemi geçtikten sonra alerji tehlikesini atlattığınızı düşünmeniz çok doğal… Ancak, alerjinin türüne göre sonradan oluşma ihtimali değişkenlik gösterse de, “yetişkin alerjileri” ne yazık ki hayatımızın bir gerçeği.
Peki yetişkin alerjileri nasıl oluşuyor ve bu alerjilerden kurtulmanın yolları var mı? Siz Uplifers okurları için araştırdık.
İçindekiler
Alerji nedir, nasıl oluşur?
Öncelikle alerjinin ne olduğuyla ilgili kısaca bilgi verelim. Vücudumuzun bağışıklık sistemi, onu sağlıklı tutmak için enfeksiyonlara, vücuda giren yabancı maddelere karşı bir savunma sistemine sahiptir. Hastalıkları meydana getiren virüs ya da bakterilere karşı antikor üretmek bunlardan biridir, bedenimizde yabancı istilasına karşı savaş sürerken ateşimizin çıkması da bir belirti…
Alerji, vücudumuza giren bir maddenin kötü ya da zararlı sanılarak ona karşı tepki verilmesiyle ortaya çıkar. Polen ya da hayvan tüyü gibi aslında zararsız olan bir maddenin tehdit olarak algılanmaya başlaması, ona karşı bir tepki oluşmasına neden olur. Vücut histamin salgılayarak bu yabancıya savaş açar. Histaminler hapşırma, kaşıntı, şişme gibi birtakım belirtilere yol açabilir, bu belirtileri gözlemleyerek alerji teşhisi konabilir.
Alerji testi, bu maddelerin çok küçük dozlarda deri üzerine (örneğin kol içine) uygulanıp derinin verdiği yanıta bakılmasından ibarettir. Örneğin polendeki ya da ev tozundaki partiküller toplu iğne ucu kadar bir alana uygulanır. Alerji sahibi olmayan insanların derisinde herhangi bir değişiklik olmazken, bu maddelere karşı alerji geliştirmiş insanlarda yukarıda bahsettiğimiz semptomlardan biri görülür: Uygulama yerinde ufak bir kızarıklık, kaşıntı ya da şişme gibi…
Bazı alerjiler neden yetişkinlik döneminde ortaya çıkar?
Allergy & Asthma Network’ün yetişkin ve çocuk alerjisi uzmanlarından Dr. Purvi Parikh, hem ailedeki alerji öyküsünün (yani ebeveynlerin alerjik olup olmamasının) hem de çevresel faktörlerin etkili olabileceğini söylüyor. Örneğin, son yıllarda küresel ısınmanın artması ve iklimin değişmesiyle beraber polen sayılarındaki artış, bahar alerjisine sahip insan sayısının da artmasına neden oldu. Çünkü, eskiye nazaran günümüzde, polen yoğunluğu ve ona maruz kalma ihtimali çok daha yüksek.
Hava kirliliğinin artması da bir başka etken. Alerjen maddelerin genelde doğal oluşu sizi yanılgıya düşürmesin, büyük şehirlerde yaşayan insanların alerjik olma olasılığı daha yüksek. Çünkü bu insanların burun ve akciğerleri, kırsal kesimde yaşayanlara göre daha hassas oluyor ve özellikle hava kirliliği ve toz, alerji olasılığını artırıyor.
Dr. Parikh, hala araştırılmaya devam edilen bir konuya da dikkat çekiyor: “Bazen bir alerjene maruziyet sizi alerjik hale getirebilmekle beraber, bunun tersini de görüyoruz. Örneğin kedi tüyüne alerjik olan biri, hayvan sahiplendikten sonra bu alerjiyi yenebiliyor. Kimin alerjik olacağını tahmin etmenin bir yolu henüz yok.”
Yani orta yaşta ortaya çıkan hapşırma krizleri bir alerji belirtisi olabilir; ama aynı zamanda, çocukluğunuzdan beri muzdarip olduğunuz alerjilerden kurtulma olasılığımız da var.
Temizliğin zararları
Alerjilerle ilgili öne sürülen bir başka görüş de hijyen hipotezi. Bu hipoteze göre, fazla temiz olmak, toprak ve hayvanlarla yeterince haşır neşir olmamak da ileride bu alerjenlere maruz kalındığında alerji edinilmesine neden oluyor.
Bebeklikten itibaren fazlaca üstüne düşülen çocukların alerji olma olasılığının daha yüksek oluşu, bu hipotezi destekler nitelikte. Çocukları pamuklara sarmalayıp sarmak onlara kötülük etmek demek oluyor. Alerjen maddelere erken maruz kalmak, aynı aşı gibi, onların gereken tepkileri oluşturmayı öğrenmesine faydalı oluyor. Yani, biraz kirlenmek gerçekten de güzel olabilir!
Alerji olduğunuzu düşünüyorsanız, bunu kendinize saklamayın.
Alerji geliştirdiğinizi düşünüyorsanız ama aklınıza bir neden gelmiyorsa, yapabileceğiniz en kötü şey bunu görmezden gelmek. Daha ciddi durumlarda ve alerjenin yüksek dozlarında, anaflaksi denen bir reaksiyon oluşması riski de olduğundan, önceden önlem almak çok önemli. Anaflaksi, nefes tıkanıklığı ve kalp ritim bozukluklarına ve hatta ölüme sebebiyet verebiliyor.
Böyle bir şüpheye kapıldığınızda bir doktora, örneğin en yakın hastanenin göğüs hastalıkları birimine danışmak faydalı olur. Doktorlar sizi bir alerji testi yaptırmaya ve sorunun ne olduğunu bulmaya yönlendirecektir. Durumun ciddiyetine bağlı olarak doktorlar dikkat edilmesi gereken noktalar konusunda sizi uyarabilir, antihistaminik ilaç ya da iğne gibi bir tedavi yolu önerebilirler.
İlginizi çekebilir: En sık görülen besin alerjileri ve besin alerjisiyle yaşama
Kaynaklar:
Self
American College of Allergy, Asthma and Immunology
The Wall Street Journal