Yoga yaparken gelen yönlendirmeler… Başka, yeni, yabancı bir dil gibi. Sözünü ettiğim tadasananın dağ pozu olması gibi Sanskritçe, Türkçe farkı değil.
- Merkezlenmek, merkezini bulmak, köklenmek
- Mevcut olmak
- Nefesini dinlemek
- Niyet koymak gibi tınısından çok büyük anlamları olan davetler. Hem anadilimizde hem de belki de bir o kadar yabancı bir dilde gibi…
İçindekiler
- 1 Merkezlenmek, peki ne zaman?
- 2 Merkez, nasıl ve nerede?
- 3 Merkezlenmek, nasıl bir his?
- 4 Köklenmek nedir, neye dair?
- 5 Köklenmek, peki ne zaman?
- 6 Yükselmek için köklenmek. Nasıl bir his?
- 7 Köklenmek, nasıl ve nerede?
- 8 Mevcut olmak, peki ne zaman zor?
- 9 Mevcut olmak nasıl ve nerede?
- 10 Mevcut olmak, nasıl bir his?
Merkezlenmek, peki ne zaman?
Dışarıda çok fazla şey aynı anda olduğunda, yapılacak işler listesi tam da sonunda birinden başlamaya niyet edebildiğinde diğerlerine ihanet ediyormuş gibi hissedecek kadar kabardığında, kaygı uyandıran türden bekleyişler çok uzun sürdüğünde, daha da beteri, olduğundan uzun hissettirdiğinde, yaşam sevinci düşüp, çok şey yapmak isteyip, hiçbir şey yapamayıp bir de bundan vicdan azabı çektiğinde. Yörüngeden çıkmış gibi hissettiğimizde, koşullar öyle hissettirdiğinde…
Merkez, nasıl ve nerede?
O ihtiyaç olan minik kıvılcımın olduğu yer dünyanın magma tabakası gibi dip derinimizde, tam orta yerimizde. Soğuk havalarda üşümemek için kat kat giydiğimiz kıyafetler gibi yaşamlarımız boyunca edindiğimiz deneyimlere istinaden kendimizi korumak için ruhlarımızın üzerine inşa ettiğimiz onca katmanın altında, derininde gerçekte kim olduğumuz. Zaman ve mekânın, adın ve formun, öğrendiğimiz ve bize öğretilmiş olan tüm bilgilerin ötesinde, her zaman mevcut olan o en gerçek benlik.
Merkezlenmek, nasıl bir his?
Dışarıda ne olursa olsun değişmeyen ya da feragat etmeyen temel yer. Bedenin orta çizgisini, vücudun dikey eksenini hissettiğinizde hissedilen güç. Odaklanmış bir uygulamadan sonra keyif veren merkezlenmiş sakinlik. Zihnin içine yerleştiğinde deneyimlenen sessiz memnuniyet duygusu. Omurga hattında hissedilen enerji. Nefesin karnın içinde salınması.
Köklenmek nedir, neye dair?
Topraklama, canlılık ve istikrar. Hayatta kalmak, hayatta kalmaya dair içgüdüler; güvende olmak, yiyecek ve barınma ihtiyaçlarının tatmini. İnançlar, değerler ve aile bağları.
Köklenmek, peki ne zaman?
Büyümek ve gelişmek için topraklanmış hissedebilmek önemli, ancak o zaman devam etmek mümkün, ancak o zaman üzerine inşa edilecek sağlam bir temelimiz olabilecek.
Aksi halde projeden projeye sıçrayan, düşünen, düşünen ve düşünen, tükenmişliğe doğru ilerleyen insanlarız. Uyuşuk olabilir, yenilmiş hissedebilir ya da yapmak istediklerimizi, yapmamız gerekenleri yapamayabiliriz.
Yükselmek için köklenmek. Nasıl bir his?
Ayakta durduğunda, sanki tüm vücudunun çok çok ağır olmasına ve tabanına doğru düşmesine izin veriyormuş gibi. Köklenmedeki bu ağırlıktan, vücudun geri kalanında uzunluk ve hafifliği bulmak için aşağı doğru, derine doğru bastırmak, kemiklerden kuvvetin iletilmesine tam duruşa uzatmasına izin vermek.
Köklenmek, nasıl ve nerede?
Yere; mental, fiziksel, zihinsel tüm köklere dokunan her şeyi tam olarak nasıl yerleştirdiğinize dikkat etmektir, derinleşmesine izin vermektir köklenmek. Bunlardır yaşamın tohumu. Tüm bedenlerdeki (mental, fiziksel, zihinsel) vücut parçalarının nasıl yerleştirildiği, onların büyüme yeteneğini doğrudan etkiler.
Kendinizi köklendirin.
Mevcut olmak, peki ne zaman zor?
Dışarıda endişe verici birçok şey olurken. Olanlar hiç ama hiç hoşumuza gitmiyorken. Tüm bu olanların içeride yarattığı gürültü dış sesi bastırmışken. Hızlıca ve aynı anda birden çok şeyi yapmak gerekirken. Hayat ve çevremizdeki insanlar bize göre çok ağır veya yavaş hareket ediyorken. Tüm bu olanlardan her şeyden ve herkesten kaçmak hissi yükselmiş, başka bir yer başka bir zaman hayaline düşmüşken.
Mevcut olmak nasıl ve nerede?
Olayları olurken fark etmek. Olanı yargılamak değil “olanı” görmek. Olanla eş zamanlı ilerlemek. İşte yeni bir yabancı kelime bütünü daha; akışta olmak. Çok düşünmekten çıkış bileti akışta olmak. Akışın içindeyken düşünmek mümkünken düşünürken akmak mümkün değil. Bir yerde sıra beklerken bir kişinin eksilmesini ve bir adım ileri gitmeyi düşünmek hatta düşlemek yerine en öndeki kişinin işinin bitmesi ve sıradan çıkışı ile bir adım ilerleme vakti geldiğinde adım atmayı düşünmekle eş zamanlı adım atmaktır akışta olmak. Akışta mevcut olmak hem sırasında hem sonrasında iyi hissettirendir bu mevcut olmanın hediyesidir.
Mevcut olmak, nasıl bir his?
Yoga sizi bizi başka biri yapmaya çalışmaz bunun yerine kendimizi daha derinlemesine anlamanıza yardımcı olur. Mevcut olmak, olayları olurken fark etmek ve onlara, olduğu anda yanıt vermek. İçinde yaşadığımız evimiz; vücudumuzda olmak istiyorsak onun bize verdiği bilgileri duymak, görmek, öğrenmek meselesidir ilgilenmemiz gereken. Bilgi kaynağı olarak tenimizde hissettiklerimizi fark etmek mevcut olmak. Elimizin ayağımızın köklendiği zeminin sertliği, yumuşaklığı, serinliği veya sıcaklığı. Ayakta ve dik bir duruş için iki ayak tabanına eşit ve dengeli basmayı fark etmek mevcut olmak, düşmemek, yalpalamamak için. Ana odağın vücut olduğu bir anda başka bir aktivitede olmamak. Deneyimin gerçekten deneyimlendiğimiz şey olmasına izin vermek.
Şu anda var olmak basittir, ancak kolay değildir. Zaman ve tekrarla, her durumda farkındalığa ve bilince izin vererek her an mevcut olmayı öğrenebiliriz.
Tepkisel değil, tepki veren olabilmek için mevcut olmak.
Dünyaya geldiğimiz ilk andan buradan ayrılacağımız son ana kadar nefes alıyoruz. Önümüzdeki hafta yazının devamında buluşana dek nefesinizi, bedeninizi ve sezginizi dinlemeye ne dersiniz?
Devam edecek…
Sevgiyle…
İlginizi çekebilir: Ahimsa: Hem kendimize hem dışarıya karşı şiddetsizliğe davet