Bu hafta yazımda sizlere Hubson’ın rüyalarla ilgili fikirlerinden bahsetmek istiyorum. Hubson, karışık serebral baskınlığı olan, sanatsal yönü kuvvetli bir bilim insanıdır. Rüya görmenin anlaşılabilmesi için beynin biçimsel işleyişini anlamamız gerektiğini savunuyor. Kendi rüyalarını yıllar boyunca kaydederek, analiz ederek bununla ilgili bir sanat sergisi açmış, rüyaların mantıklı olduğuna işaret etmiştir.
Hubson, araştırmalarında rüyaların özelliklerinden de bahsetmiştir. Rüyalarda duygular çok güçlü olduğu için o güçlü duygu ile rüyaların durdurulabileceğini düşünmektedir. Diğer taraftan bazı rüyalarda uyanıkken tanıdığımız insanların, kimliklerinden ayrı bir şekilde rüyalarda mantıksız bir düzenle karşımıza çıkabileceğini aktarmıştır. Bazen de daha önceden yaşadığımız olayların duygularını rüyada tekrar yaşadığımızı anlatır. Rüyadan uyandığımızda rüyayı kaydetmezsek rüyamızı hatırlamayacağımızı da belirtir. Hubson, rüyaların zihinsel hastalıkların bir sonucu olduğunu düşünüyor. Daha doğrusu rüya gören kişinin hasta olduğunu değil de, rüyanın zihinsel hastalığın, takıntının ne olduğunu anlattığını düşünüyor.
Bununla beraber, Hz. Yusuf’un rüyalarını ve Firavun’un rüyalarını yorumlamasını bu tezlerle maalesef açıklayamamaktadır. Ayrıca Freud’un psikanaliz çalışmalarından yola çıkarak rüyaları tanımlaması, ID kavramı, dürtüsel tepkiler ona bilim dışı gelmektedir. Hayvanların da rüya gördüğüne işaret ederek, onların rüyalarını anladığımızda insanların da rüyalarını anlayabileceğimizi iddia eder.
Hubson’ın rüyalara olan bakış açısını sonraki yazılarımda anlatmaya devam edeceğim. Rüyalarınızı yorumlatmak ve rüyalarınızın rehberliğinde ilerlemek konusunda eğitim almak isterseniz @nefesle.terapi Instagram hesabını takip edebilir, sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Rüyaların rehberliğinde yaşama sanatı
