Oturma alanımızın düzenleme ve dekorasyonu, hem aile içi ilişkilerimiz hem de sosyal hayatımız açısından çok önemlidir. Salon, evimizin en canlı ve en Yang yeridir ve sosyalleştiğimiz alandır. Ailemiz ve arkadaşlarımızla uzun zamanlar geçirdiğimiz bu alanın uyumlu, dengeli, konforlu, keyif veren ve bizi iyi hissettiren bir mekan olmasını isteriz.
Her ne kadar enerji haritalarını baz alarak uygulamalar yapmak en doğrusu olsa da sizin de birkaç temel detaya dikkat ederek uygulayacağınız bu adımlarla kendi kişiliğinizi yansıtan yaşam alanlarınızı yaratmanız mümkün.
İşte size birkaç ipucu…
İçindekiler
Salonumuzun içindeki enerji akışı için
Salonumuzdaki mobilyaların arasında enerji akışı vardır. Bu enerjinin mekana girdikten sonra, engellenmeden dolaşmasını, yumuşak kavisler çizerek her köşeye dokunmasını, pencere veya kapı yoluyla yaşam alanımızı terk etmesini sağlamalıyız. Bunun için de gereksiz mobilyaları, yoğunluk yaratan dekoratif eşyaları ortadan kaldırmamız, mekanımızı sakin, dingin bir hale getirmemiz gerekir. Salonda oturduğumuzda, gözümüzü çok fazla eşya rahatsız etmemeli ki birbirimizle olan iletişimimiz kesintisiz devam edebilsin. Bunun için yaşam enerjisinin akışını kolaylaştıran, yumuşak kıvrımlı kumaşlar, yuvarlak hatlı mobilyalar ilk tercihimiz olmalı…
Günümüzde yapılan projelerde artık teknolojinin de yardımıyla geniş açıklıkları geçebiliyoruz ve son dönem rezidans projelerinde de bu örneklere oldukça sık rastlıyoruz. Çok büyük ve yüksek mekanlarda kendimizi güvensiz ve boşlukta hissederiz. Kendimizi rahatsız hissettiğimiz için de bir köşeye çekilmek isteriz. Bu şekilde büyük bir salonumuz varsa, birkaç tane oturma grubu ile samimi bir sohbet köşesi oluşturabilir, karanlık köşeler kalıyorsa da ayaklı aydınlatma elemanlarından destek alarak sıcak bir mekan yaratabiliriz. Kullandığımız bütün mobilyaların boyutları yaşam alanımızla da dengeli olmalıdır. Dar bir salonda aşırı büyük bir koltuk mekanı daraltacağı gibi, geniş bir alanda kullanılan küçük boyutlu mobilyalar da boşlukta yüzüyor hissi yaratabilir. Yüksek tavanlardan sarkıtılan aydınlatmalar, dekorasyon objeleri, sanatsal tablo ve heykeller de mekanımızı insani boyuta çevirebilmek için kullanabileceğimiz unsurlardır.
Salonumuzda 5 element de dengede olsun
Zevk ve stil tercihimiz ne olursa olsun, oturma alanımız sıcak, rahat ve konuksever bir atmosfere sahip olmalıdır. Hepimizin zevki, kullandığı mobilyalar farklı tarzlarda olabilir ama ortak yaklaşımımız, burada, ailemiz ve misafirlerimizle hoşça vakit geçirmek olmalıdır. Her daim hayatımızın içinde olan 5 elementi dengeli kullanmamız, doğru enerji akışını yakalamamızı mümkün kılar. Örneğin bir salonda şömine, mumlar, aydınlatmalar ateş elementini; bitkiler, kitaplar ve ahşap mobilyalar ağaç elementini; akvaryum, mini şelale su elementini; metal ve gümüş aksesuarlar metal elementini; seramik, mermer, doğal taştan objeler, yer ve yüzey kaplamaları ise toprak elementini dekorasyonda kullandığımız başlıca formlardır.
Oturma alanımızın düzeni iletişimimizi etkiler
Evet, bir salona girdiğinizde ilk dikkat edeceğiniz şey ana oturma grubunun düzeni olmalıdır. Oturma pozisyonunuz, ev sahibi olarak sırtınızı kapıya ya da pencereye dönük yerleştirmeyecek şekilde olmalıdır. Hepimiz oturduğumuz yerde sırtımızdan destek almak isteriz. Ev sahipleri olan bizler, sağlam duvarları sırtımıza destek almalıyız ki konukseverliğimizi hem genişletebilelim, hem de hoş sohbetler açacak kadar kendimizi güvende hissedelim. Koltuğumuzun arkası bir duvar tarafından desteklenmiyorsa da arkasına konsol veya kitaplık yerleştirebiliriz.
Oturma alanımızda yarattığımız ortam evimize gelen konuklar kadar, biz aile üyeleri açısından da çok önemlidir. Feng Shui’de salonlar, oturma bölümleri hem kendi ailemiz le hem de çevremizdeki insanlar ile iletişimi temsil eder. Eğer burada rahat, sıcak, samimi ve hoş bir alan yaratabilirsek, ilk önce aile üyelerimiz sonrasında da dostlarımız zamanlarını bir arada bu mekanda geçirmekten keyif alırlar. İletişimimiz artarak zenginleşir. Aksi taktirde, herkes kendi mekan arayışına girerek, kendi odasında vakit geçirmeyi seçebilir.
Doğayı davet edin
Salonlarımıza doğayı ve doğanın unsurlarını mümkün olduğu kadar kattığımız sürece kendimizi dingin ve huzurlu hissedebiliriz . Bunu için dekorasyonumuzda doğanın yansıması olan kumaşları, dokuları, doğal malzemeleri dengeli olarak kullanmalıyız. Keten, pamuklu, ipek gibi kumaşlar, doğal ahşap, doğal taş gibi dokular, bambular, sepetler, doğayı çağrıştıran desenler bunun için idealdir. Farklı boyutlarda sevdiğimiz doğal bitkileri de salonumuzun farklı köşelerine ışık ve ortam ihtiyaçlarına göre yerleştirerek kendimize natürel bir ortam yaratabiliriz. Bunun için sepetler ve doğal seramik saksılar tercihimiz olmalı.
Hikayesi olan sanat eserleri, dekoratif objeler
Yaşantımızın en fazla zamanını geçirdiğimiz salonlarımızda kullandığımız aksesuarlar ve sanat eserleri ile her zaman iletişim halindeyizdir. O yüzden de, seçtiğimiz objelere dikkat etmemiz gerekir. Hiçbiri agresif olmamalı, hüzün, yalnızlık duygularını çağrıştırmamalıdır. Etrafımızda her zaman yaşantımızı zenginleştirecek, bizi baktıkça keyiflendirecek, güzel anıları çağrıştıracak objeler olmalı ki hayatımız bu pozitif duygularla beslenebilsin ve gelişebilsin.
Hikayesi olan eşyalar ile dekore edilmiş bir salon, bizin yaşama bakış açımızı, zevkimizi, kişiliğimizi yansıtan özel ve samimi bir alan oluşturur.
Bir tutam keyif köşesi
Salonumuzun boyutu ne olursa solsun, her zaman vakit geçirmek için tercih ettiğimiz bir köşe muhakkak vardır. Kitap okumak, dergi karıştırmak, kahvemizi yudumlamak, müzik dinlemek için seçtiğimiz bu köşeyi o dönem hangi konu ile desteklenmeye ihtiyacımız varsa ona göre ,bize ilham verecek, bereketi veya sevgi aşkı çağrıştıracak objeler ile dekore edebiliriz. İşte bu köşelere, bir tutam aroma terapiyi ve mumları da eklemek iyi hissettiren bir alan yaratmanın adımlarındandır.
Dengeli doğal ışık, aydınlatma, renkler
Tabii ki en büyük ve en değerli enerji kaynağımız Güneştir. Salonlarımızın dengeli bir doğal ışık alması hem ferahlık, hem de sağlığımızı etkilemesi açısından önemlidir. Doğal ışık gerçek renk ve dokuları ortaya çıkartarak hafiflik ve mekansal genişlik duygusunu arttırır. Doğal gün ışığının üzerimizde yarattığı pozitif ruh halleri de kaçınılmazdır. Ancak son dönemlerde çok kullanılan, yere kadar inen ve neredeyse tüm mekanı dolaşan pencereler her ne kadar çok trend olsa da ortamdaki enerji akışını bozar. Yaşam enerjisi girdiği gibi dışarı kaçar. İşte böyle durumlarda biraz pencereleri bloke edebilmek adına farklı perde alternatiflerini de düşünmemiz gerekir. Bunun dışında karanlık köşelerimiz varsa ayaklı veya masa lambaları ile mekanın ruhuna uygun şekilde destekleyebiliriz. Yansıtıcı metal yüzeyler, aynalar da ışığı arttıran dekorasyon objeleridir.
Renklerin duygu durumumuz ile bağlantısı vardır. Salonlarımızda uygulayabileceğimiz renklerde de denge çok önemlidir. Sadece beyaz bir salon hijyenik bir etki verirken, çok fazla renkli bir salon ise göz yorucu olmaya başlar. Burada önemli olan doğru renk paletinden, uygun kombinleri yaparak, vurgu yapmak istediğimiz köşelere daha iddaalı, diğer taraflara ise daha nötr çözümler oluşturmaktır. Örneğin Feng Shui’de Ağaç elementinin renkleri olan mavi ve yeşiller, huzuru, uyumu, gelişmeyi sonsuzluğu, dengeyi temsil ederler ve rahatlatıcı, güven verici, dinlendirici ve tazeleyicidirler. Mekana vermek istediğimiz karaktere göre uygun seçimler yapmak önemlidir.
Unutmayalım ki oturma alanımızın düzenleme ve dekorasyonu, aile ilişkilerimizden arkadaşlığa, başarı ve bolluktan, sağlığa kadar yaşamımızı önemli ölçüde etkiler.
İlginizi çekebilir: İyi hissettiren evler yaratmak için dikkat etmeniz gereken 8 nokta