Düğün öncesi evlilik kaygısı birçok gelin adayının baş etmek zorunda olduğu bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Düğün hazırlık evreleri ve düğün sonrası yeni bir düzene geçecek olma gibi düşünceler gelin adaylarını zaman zaman tatlı telaşlı tozpembe hayallerle sarmalarken zaman zaman da maalesef kâbuslara dönüşüyor. Hem tatlı hem tuzlu… Bu da evliliğin ilk sınavlarından biri olsa gerek. Acısıyla tatlısıyla yaşayacağınız bu anların üstesinden gelebilmek elbette mümkün.
Düğününüz öncesi kaygılardan kurtulmak için ilk yapılması gereken ‘sorun yokmuş gibi ‘ davranmayı bırakmak. Sorunları göz ardı etmeyin. Onları hasıraltı etmek yerine gün yüzüne çıkarın, üzerlerine gidin ki küçük küçük biriken kaygılar düğün günü yorgunluğu ile de birleşerek büyük bir volkana dönüşmesin. Bu sebeple ilk işimiz sorunları belirlemek. Mademki sorunların üzerine gidelim, es geçmeyelim dedik o halde önce uzmanların belirlediği düğün öncesi kaygı oluşumuna sebep olan unsurlardan bahsedelim. Siz de bunların üzerinde durup düşünme fırsatı verin kendinize. Yazımızın devamında da bu sorunların çözümüne yönelik basit ama etkili ipuçlarından bahsedeceğiz.
İçindekiler
Evlilik Öncesi Kaygı Sebepleri
Ah bu başlık altına sıralanabilecek o kadar madde var ki… Ama hangi konunun kimi daha fazla strese sokacağı kişilerin sosyoekonomik yapılarından tutun da karakter yapısına değin değişiyor. Kimimiz masrafları üzerine uzun uzun düşünürken kimimiz de özgürlük endişesine düşüyoruz. Yeni düzen, başka bir ev, birine uyum sağlayabilme… Kafalarda yankılanan ‘Evliliğe hazır mıyım? Evliliği yürütebilecek miyim? Acaba doğru insan mı?’ gibi sorular… Hepsi bir yana, düğün hazırlığı adına yapılacaklar listesinin kabarık ve yoğun olması bile başlı başına sebep.
Siz yine de derin bir nefes alın. Hepsi o kadar doğal ve bu süreci yaşayan herkes için geçerli ki asla yalnız değilsiniz. Sadece biraz sakinleşmeye ihtiyacınız var. Hadi şimdi bu kaygılardan kurtulmanız için hazırladığımız ip uçlarına bakalım.
Her Zaman En Pahalısı En Güzeli Demek Değildir
Evet haklısınız, “On kere evlenmiyoruz ya” dediğinizi duyar gibiyim. Evet yine haklısınız, düğün sektöründe devamlı bir büyüme, değişen ve gelişen yeni trendler var. Gittiğiniz her yeni düğün, nişan, davette yeni bir güzellik ile karşılaşıyorsunuz. Haliyle özeniyor, kendi düğün planlarınız içerisine ekleyiveriyorsunuz. Peki ya artan “hazırlık” listenizin düğün sonrası sizi nasıl zora sokabileceğini de düşünüyor musunuz? Unutmayın zora sokmak için değil eşlerin hayatı birbirine kolaylaştırması içindir evlilik. Yüzüğünüzün karadı az ama huzurunuz çok olsun. Gelinliğiniz komşu kızının gelinlik markasını taşımayabilir ama sizi yansıtan gelinlik modelini doğru seçtiğinizde düğününüzde zarafetinizden hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz. Eğer maddi konular sizi içinden çıkılamaz noktaya getiriyorsa; düğün pastanızı, salonunuzu, takılarınızı, kuaförünüzü, düğün çiçeğinizi ve hatta tacınızı bile şimdi bir de bu açıdan değerlendirin. Bu tarz minimalist düşünceler ile ayağınızı yorganınıza göre uzatmanız bütçe konusundaki kaygılarınızı aza indirecek.
Dürüst Olun ve İletişim Kurmaktan Asla Vazgeçmeyin
Samimiyet semeresi çabuk yenen erdemlerdendir. Birlikte hayat kuracağınız insanla kafanızı kemiren her konuyu konuşmaktan çekinmeyin. Hayatı sevdiğini insanla paylaşacak olmak bir yandan size içinize sığmayacak bir sevinçler yaşatırken diğer yandan da yaşanabilmesi muhtemel sorunları akla getirecektir. Bu korku ve kaygıları aşabilmenizin tek yolu da partnerinizle her daim diyalog içinde kalmak.
Planla, Listele, Not Al
Düğününüze hayatınızın en büyük partisi gözü ile bakabilirsiniz. Yoğun bir hazırlık dönemi içerisine girdiniz. Zaman gün gün azalıyor ve siz yetiştirememe endişesi taşıyorsunuz. Planlayın. Bunu yaparken de her aşamayı omuzlarınızdaki ağırlık olarak değil de sevdiğiniz kişi ile birlikte hazırlandığınız tatlı telaş olduğunu unutmayın. Yapmanız gereken her şeyi not alın. Yazmak kanıtlanmış bir sakinleşme yöntemidir. Zihniniz yazdıkça kaygılı düşüncelerden uzaklaşıp yapması gerekenlere yoğunlaşacak. Listenizi yaptıktan sonra gerçekleştirdiğiniz her madde için de tik atmayı unutmayın. Yapmanız gerekenlerin beyaz kâğıt üzerinde azaldığını görmek size iyi gelecek.
Bir Kahveyi Hakettiniz
Son zamanlarınıza dair her şey “düğün” ile ilgili değil mi? Düğün alışverişi, düğün nasihatleri, düğün osu busu… Ne demişler? Tebdili mekânda ferahlık vardır. Mesela en sevdiğin arkadaşların ile kız kıza yapacağın küçük bir kaçamak mutlaka iyi gelir. Dostlarla kahve eşliğinde yapılan samimi bir sohbetin çoğu zaman psikoterapi etkisi yaptığını unutmayın.
Ağlayın
Evet, böyle söyleyince beddua edermiş gibi geliyor kulağa. Maalesef toplumumuzda hala birçok kesimde ağlamak zayıflık olarak görülüyor. Neyse ki gerçek hiç de öyle değil. Düğün korkularınıza ağlama isteği eşlik ediyorsa eğer kendinizi gözyaşlarınızı tutmak için yormayın. Bu kaygılarınızın üzerine bir de gerginlik katar. Ağlamak, sakinleştirici görevi görür. Mutluluk hormonu salgılanmasına sebep olur. Vücuttaki toksinler atılır. Rahatlamanıza yardım eder ve sorunlarınızla yüzleşmenizi sağlar. Belki de “Hem ağlarım hem giderim.” sözüne bir de bu açıdan bakmak gerek.
Uzman Tavsiyesine İhtiyacınız Olabilir
Düğününüz öncesi kaygılarınızı belirlediniz, onlar ile yüzleştiniz ve sonrasında da onlardan kurtulmak için mücadele ettiniz. Yine de hala korkularınız karşınızda olanca görkemi ile duruyor mu? Bir uzman tavsiyesi alma düşüncesini göz ardı etmemelisiniz. Bir evlilik terapistinden ya da psikologdan destek almak atacağınız adımlar konusunda size güven verecektir. Uzman yardımı, evlilik sonrası çıkacak sorunlarda atılması gereken bir adım gibi geliyor akla çoğu kez. Doğru olan ise ilişkinin her evresinde profesyonel bir desteğin utanılacak ya da çekinilecek bir yanı olmadığıdır. Eğer çözemediğiniz bir sorun varsa en baştan gerekeni yapmak evlilik sonrası uyum sürecinde size büyük avantaj sağlar. Yeni bir hayata başlayacaksınız. “Evlilik ömür boyu verilen en güzel sözdür.” Sevdiğiniz insan ile birlikte geçireceğiniz uzun, mutlu yıllar için sizce değmez mi?